Bu Biçim

Yapabileceği en güzel şeyi yapıyordu bu akşam... hayat ; acılara uzaktan el sallamayı öğretmişti, yaşadıklarında... ben sevgilere elveda demedim! diyordu kendi kendine... ben acılara elveda dedim... ruhunun acılardan yana tüm yıpranmışlığına rağmen, kendini öyle hafif hissediyordu ki... mutluydu... uzun zamandan beri yaşadığı ilk huzurlu akşamıydı... Sanki yeniden doğmuştu... yaşadıkları üstüne yorum yapmak istemiyordu... kimseye kızmıyordu... o bir savaş yaşamıştı... aşkın savaşını!...
Bitti diyordu... her şey bitti... bir fasıldı, yaşandı ve geçti. Olanları anlamak istiyordu... acılarına sebep olan son sahne bir kez daha geçti gözlerinin önünden... bir film şeridi gibi... yaşadıkları; son perdenin en son kalıntılarıydı sanki...ve her şeyin, tüm acıların geride kaldığını hissedebiliyordu... birdenbire bir sevinç kapladı içini, bir umut... yeni bir başlangıç yapabilmek için bir sona ihtiyaç olduğunu düşündü... bir fırsat geçmişti eline... esaretlerden arınmıştı artık... oysa kalbinin zincirlerinden kurtulmayı ne kadar da istemişti... her acısında, her ahında, hatta; yüreğinin çaresizlikle her yanışında hep özgür olmayı düşlemişti... tıpkı diğerleri gibi... O'nun için verimsiz bir aşka veda etmek; fırtınalı bir günde, denizin acımasız dalgalarında , kendini vapurda hissetmek gibi bir şeydi... zaten aynı kasırgayı, yüreğinde yaşamamış mıydı? Şimdi ise her şeye yeniden başlayacaktı... ve Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır... ve Allah...
Oysa diye geçirdi içinden... oysa hayallerim... yutkundu... sadece; hayat ne senin ne benim ne de bir başkasının istediği gibi olmayacak diyebildi... her şey olması gerektiği gibi olacaktı... bu, onun biten bir dramın ardından söylediği son sözleri olmuştu... ve yanaklarından süzülen damlalar, acılar adına düşürdüğü son göz yaşları... dışarıda bahar akşamlarının, yazı getiren o tatlı yağmurlarından biri daha yağıyordu şehrin sokaklarına... bakışlarını göğe çevirdi... gözleri boşlukta sınırsızca uçuşan martılara takıldı bir süre... ne kadar da özgürdüler... adeta umut dolu yarınları müjdeler gibiydiler... birdenbire bir ses kapladı tüm şehri... batan günün son ezanları okunuyordu minarelerde... hafif bir rüzgar esiyordu şehrin sokaklarında... geceyle beraber acılar da bu şehrin derinliklerine gömülmüş olacaktı... sabah olduğunda her şey bambaşka olacaktı bu şehirde... güneş yine tüm güzelliğiyle merhaba diyecekti insanlara; özlenen, beklenen, gelmese de... acılar da hayatın bir parçasıydı ve yaşamayı bilenler için, hayat ne kadar güzeldi... acılarına rağmen tebessüm etti... o akşam yağmur hiç susmak bilmedi ve rüzgar hiç yaşanmamış bir aşkın, hiç söylenmemiş bestesini taşıdı, kimsenin bilmediği uzak diyarlara...

Hiçbir kadin hiçbir erkegi ve hiçbir erkek hiçbir kadini
Bu biçim bu biçim sevmedi
Yoklugu ekmege katik edip sevgiyi açliga eklemedi
Gözyaslarinin hiçbir teki bu biçim düsmedi

Böylesine dolu dolu dolu aglamadi hiçbir kucakta hiçbir bas
Ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi
Hiçbir aksam o aksam gibi kanarcasina batmadi o günes
Ve hiçbir günes onlari bir daha bu biçim bu biçim görmedi

Hiçbir kadin dedim ya hiçbir erkegi ve hiçbir erkek
Hiçbir kadini bu biçim bu biçim bu biçim sevmedi

şarkı sözü:cem karaca

2003

23 Ağustos 2010 3-4 dakika 243 denemesi var.
Yorumlar