Bu Kalp Unutur Mu?

Fikret Kızılok, kalbimi görmüş meğer. Kalbimdeki seni görmüş o da yıllar evvel. Biz daha doğmadan, sen daha aşk olmadan, ben daha acı olmadan önce.

Çirkin mutlulukların özde güzelliğini bana katmayışına kinaye katmış. Aşk, içlenen şarkıların sözlerini çalan bir çaresizken bana seni reva görmüş göresi gelesice!

Aklının kayıp romanında hatırına gelmeyen bilmem kaçıncı cümlenin bilmem kaçıncı sayfasının bilmem kaçıncı başa sarışıyım dileklerimde. Uçan balonların haddi hesabı yok, Hıdırellezde gönlüme astığım notların bir sene sonraki sen toplamının haddi hesabı yok.

Yıllar geçti Fikret Baba; üstünden, acılarımın üstünden, kalbimin üstünden, başımın gözümün sadakasının üstünden. Unutmadı bu kalp; ve sen haklıydın.

Şimdi ne yapsak? Unutsak mı dersin? Bunca zaman, bunca rast gelmeyiş ve yine de bekleyişten sonra. Unutsak ne dersin? Kalbim ve ben. Biz artık onunla birbirimizden ayrıyız, tek ortak noktamız unutamayışımız. Aklımın kelepçelerinde karakol ümitlere denk gelerek salıveriyorum hücrede güç bela tuttuğum yaşamaktan uslanışımı.

Bu kalp onu unutur mu? Sonuna soru işareti koydurmasaydın Fikret Baba. Unutur deseydin, aslında. Tek senin suçun. Farkındasın reel yaşamdan; fani dünyanın sert rüzgarına içerleyişlerimi.

Tamam mıyız birbirimize susarak? İlk o başlattı Fikret Baba. Sonra, tekrar yalancı sessizliğimin geveze cümlelerinde onu buldum. Hep onun suçu.

Ben, fazla ve derin sevmeye programlanmışım. İnsanlığım robotik acıların kırık tuşuyla imtihan edilmiş. Affet Fikret Baba, şarkını çok üzdüm...


13 Haziran 2019 1-2 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar