Bu Kenti Terk Etmeliyim

Yıllarca aktım caddelerden. Kâh sisli bir gecede, kâh altısında sabahın. Ben her gece şiir biriktirdim, yıldızları saymaya çalıştım. Sigara içtim, kederlendim. Hep birşeyler aradım bomboş ellerle... Avuçlarımda terli bir sabah, gözlerimde yorgunluğu karanlığın. Ve hep hüzün kokuyordu dinlediğim şarkılar.

Bir gece karanlıktı odam. Penceremde ölü bir ay vardı. Odamın duvarlarında Yılmaz Güney posterleri ve birkaç yetim şiir. Sessizlikti dört bir yanım ve sabaha daha çok vardı. Biraz ağlamak istedi canım, üzüldüm bir şeylere... Usulca ağladım. Gözlerimden akan birkaç damla anıydı oysa. Birkaç damla özlem. ? bir şeyleri özleyebilmek güzel şey ? diye düşündüm. Sildim gözyaşlarımı ve aynadan kendime gülümsedim. Ben gülümsedikçe hayat ağlatmaya; hayat ağlattıkça ben gülümsemeye devam ettim. Bu ne kadar sürdü, bilmiyorum.

Bir gece bir yıldız kaydı. Odamda deli bir yalnızlık. Dört bir yanımda üstüme üstüme gelen duvarlar. Bir gece büyüdü çaresizliğim kentin ücra bir köşesinde. Yasladım sırtımı en soğuk anına deli bir kışın ve bir bir yaktım dostlarımı ateşinde alnımın.

Bir gece sevincimi düşürmüştüm yine delik cebimden. Yürüdüğüm her sokak daralıyordu. Yağmur yağıyordu ve usul usul ıslanıyordu umutlarım. ?bu kenti terk etmeliyim? diye düşündüm ve el salladım gökyüzündeki küme küme bulutlara. Yorgundum, kanıyordu dizlerim. Sonra yalnızlığıma tutuna tutuna varabildim sabaha...


Antakya/2002

21 Nisan 2009 1-2 dakika 8 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    tebrikler 👍👍

  • 7 yıl önce

    Kalem çok başarılı okuru içine çekmeyi biliyor her zaman ki gibi elbet👍

    İçtenlikle kutlarım Bakır bey 👑👑