Çakmak

Çakmak

                        Rahmetli dedemde gördüm çakmağı ve sigara tabakasını ve köstekli saati . Özellikle sigara içeceği zaman önce ocakta köz üzerinde bir fincan kahvesini yapar , minder üzerine oturur divana sırtını yaslar tabakasını çıkarır , içinden sigara kağıdını sonra tütünü alır , nasıl eder nasıl başarır sigarayı bir çırpıda oluştururdu hayret ederdim , çakmağını çıkarır çakardı ve ilk çakışta sigarayı yakardı , ve o kahve öyle bir keyifle içilirdi ki sigarası bittiğinde kahvesi de biterdi tam bir seyirlik , keşke o yıllarda bugünkü cep telefonlarımız olsaydı da bu mutluluk fotoğrafını çekseydim.

O yıllarda yaygını olan Çakmak hakkında ne yazılsa azdır . Tabakasından tütün çıkarıp sigara kağıdına içmek için tütünü dizen ve sigara haline getiren büyüklerimizin elinde görürdük bu çakmağı . Köylerimizde hemen hemen her yaşlı orta yaşlı insanların cebinde bu çakmaktan bulunurdu , özellikle bahçelerde tarlada çalışırken ara verilen molalarda bir gölgeye çekildiğinde , yapılan ilk iş ellerin maharetle ve seri şekilde içilecek sigarayı yapmak , o ince sigara kağıdına sarılan tütünün sigara şeklini alıncaya kadar devam eden süreç son dokunuş dil ıslaklığı ile biterdi , artık adeta yapışmıştır dilin zamk görevi gören ıslaklığı ile , sonra da final hamlesi gelirdi yelek cebinden çıkartılan çakmağın çakılmasıdır bu . Acaba ilk çakmada alev alır mıydı çakmak , kimi hemen alırdı , kimi de çak çak..! bir türlü alev almazdı , çok defa rast gelmişimdir yaşlı insanlar arasında bu duruma ve zamanla aralarında şaka konusu olurdu , senin çakmak benim çakmak , ilk çakışta çakar , ya da bir türlü çakmayan aksi bir çakmaktır , birbirlerine çakmaklarını yarıştıran yaşlı insanlarımızın sevimli hallerini bilmeyen yoktur . Başlangıçta benzin ile çalışan daha sonra gazla çalışan çakmağa önceleri ‘ Gazlı Çakmak ‘ denildi , zamanla her yerde ‘ Muhtar Çakmağı ‘ olarak anıldı , peki neden böyle bir isim takılmıştı , dedelerimizin anlattığı şuydu : İnönü zamanında muhtarlara birer adet zimmetlenmiş , patenti Avusturya'ya ait olan çakmak kısa zamanda köylerden başlayarak tüm ülke sathına yayılmıştı. Önceleri büyük sıklıkla kullanılmakta olan bu çakmak modeli günümüzde artık eskisi kadar üretilmiyor. Çakmağın başka bir hikayesi de İkinci dünya savaşı sonrasında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir yoksulluk durumu oluşmuştur. Aynı zamanda olası bir savaş durumu nedeniyle bir çok erkek askere alınmış. O dönemler için gelirinin %60lık kısmını tarımdan kazanan halkın iş gücü elinden gidince hiçbir şey üretemez olmuştur. İşte bu derece yoksul dönemlerde ülkemizdeki köylere gelen Almancılar köy muhtarlarına ya da o köyün zenginlerine bir çakmak hediye ederlermiş. Köyün normal fakir halkı tarafından da muhtarlardaki ve köyün zenginlerindeki bu çakmak muhtar çakmağı olarak adlandırılmıştır. İlginçtir o günlerden gelen çakmağın bugün bile aynı ilk gün gibi durduğunu görürüz , zannederim paslanmaz metal bir gövdeye sahip olduğundan dolayı uzun bir kullanım ömrüne sahip , seneler geçse dahi çakmak üzerinde bir leke göremediğimizin sebebi bu olmalı .Şık ve estetik bir dış görünümüne sahip olan bu çakmak piyasada ibola çakmağı olarak da biliniyor. İbola marka çakmak yani muhtar çakmağı benzin ya da gaz ile çalışabiliyor. Bu şekilde iki farklı yakıtla çalışması kullanıcısı için de büyük bir avantajdır. Doldurulma özelliğine de sahiptir. Böylece belirli bir sürelik kullanım sonrasında eğer bu çakmağın yakıtı biterse her hangi bir çakmak dolum yerinde içine yakıt koydurabilirsiniz. Ateşleme kısmı ise çakmak taşı ateşleme şeklindedir. Aynı zamanda çakmağı yaktığınız zaman ortaya çıkan alev yumuşak bir alevdir. Bu özelliği sayesinde de çakmağınız , çocuğunuzun eline geçerse ona zarar vermeyecek bir özelliktedir. Çakmak modelleri arasında hatırladığım kadar , metal ,gri , gökkuşağı renkli ,metalik bakır renkli ,metalik yaldız renkli ,metalik siyah renkli ve metalik bakır renkli gibi farklı farklı bir çok çeşide sahiptir. İster 'Muhtar Çakmağı' ister ' Gazlı Çakmak' diyelim gerçekten o geçmiş yılların çakmağı bizden içimizden biri gibi , çok ama çok benimsediğimiz ve sevdiğimiz bir eşyamız bir gerçeğimizdi , her ne kadar unutulmaya yüz tutmuş bir araç da olsa bugünün değerli antika eşyaları arasındadır .




07.08.2022/ Fethiye


07 Ağustos 2022 4-5 dakika 164 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 20 ay önce

    Günün seçilen yazısını kutlarım hocam.