Çıplak kaldım sen gidince

Soğuk tüm acımasızlığıyla bedenimi bir battaniye gibi sarmıştı. Her yanı yırtılmış, bazı yerlerinden parmaklarımı tüm cömertliğiyle sergileyen ayakkabılarım, artık koruyucu özelliğini yitirmişti. Yağmurlu günlerde suyu dışarıda tutmak yerine, içerisine hapsediyordu. Bu durum da çoğu zaman ve uzun süreli hasta olmama neden oluyordu. Üzerime giydiğim ve soğuktan korunmaya çalıştığım elbiselerim de işlevselliğini yitirmiş, artık paçavraya dönmüşlerdi. Çıkan anlık bir rüzgâr; Her bir hücremde ayrı bir etki yaratıp, ruhumdan bir parçacık daha kopararak ve beni bir yaprak gibi titreterek üzerimden geçiyordu. Kanımın donduğunu hissediyordum bazı zamanlar. Eldivenlerim de ayakkabılarım gibi parmaklarımı sergilemekteydiler. Bazı yerleri sökülmüştü ve halâ sökülmeye devam ediyorlardı, fakat; eldivenlerim ile aynı renge dönmüş olan ellerim, bir ahenk içerisinde eldivenin bir bütünmüş gibi görünmesini sağlıyorlardı. Parmaklarım ayaz çıktığı gecelerde morarıyor ve çok canımı acıtıyorlardı. Ellerimi bir birine sürtüp, nefesimle ısıtmaya çalışmam bile bazı zamanlarda, yetersiz bir çabalama olarak kalıyordu. Yüzümün saç ve sakallarımla kapatılamayan kısımlarında soğuk dolayısı ile derin çatlaklar oluşmuştu. Bazen tatlı tatlı kaşınıyorlardı. Dokunmaya cüret ettiğim taktirde de; Volkandan akan lâv gibi, ılık ılık akan kan çatlaklar arasından kendine bir yol açıp ilerliyordu. İşte sen gidince böyle çıplak kaldı hayatım. Bedenimin vermiş olduğu acılar bir yana, ruhum içten yok olmaya yüz tuttu. Ruhum kanıyor her an ve her an sana yaklaşıyorum. Tanrı da bilir ki ben çıplak kalamam. Bir gece belki de, bu gece, son gece olur. Kanayan ruhumla yıldızlara bir yol çizer, hiç ummadığın anda sonsuzlukta karşılaşıveririz seninle. Tekrar birleşir ve bir daha çıplak kalmamacasına, ruhlarımızı huzura kavuştururuz. Ebedi ruhumdan, ebedi olan aşkımla, sen ebedi eşime sevgiler...

18 Nisan 2009 1-2 dakika 2 denemesi var.
Yorumlar