Çocuk Gözlere B/akarken

Kayboluyorum sokağın ortasında. Küçük bir an'a sığınıyor hayalden düşen zerre.


Yıldızlar dökülürken saçlarıma başımı kaldırıyorum. Gri bulutlar geçiyor gözlerimden eskimiş hâlleriyle; pırıltıları solmuş ama ölmemiş üzerinde kalan umutların hiç biri.



Dalıyorum uzaklara gözlerim solan dünlere bakıyor ve bir yorgunluk çöküyor omuzlarıma. Soluklaşıyor yakınlar ördüğüm duvarlar yıkılıyor üzerime, alçalıp kapanıyor gölgeler az daha.



Duruyorum yolun ortasında. Ben ne zaman büyümüştüm? Bunca düşünce, bunca yılgınlık ne zaman esir almıştı bedenimi?



Kaç adımda büyüyor diyordum çocuklar ki ne olduysa o an oldu. O saniye elimi tuttu küçücük parmaklar, ısındım tanıdık bir sıcaklıkla. Sarmalandım küçücük bir kalbin yumuşaklığında. Hayal mi gerçek mi ayırt edemeden mutlandım bilmediğim bir heyecanla. Çıkmayan yolun bu kısmında bir düş doğruluyor çocuk gözlere b/akarken buğulu camda.



Gülüşlerime asılıyor gökyüzünden sarkan mavilikler. Mutlu dudaklardan ödünç alınmış pembe güllerden bir gülümseyiş dokunuyor ruhuma. Şefkatle yıkanıp arınıyorum oracıkta.
Yarım kalmış hüzünleri görmüyor bile çocukluğun verdiği masumiyetle. Elimi tutuyor sımsıkı ve gözlerimin ta içine bakıyor ışıltılarla.
Gülümsüyor ayazda. Bir kez daha ısınıyor içim. Hayranlıkla kalıyorum orada.



Henüz yitirilmemiş bir umutla kaldırıyor başını gökyüzüne.
---Yıldızlar düşer mi? diyor sessizce.
---Kim tutuyor onları bağlıyorlar mı iplerle?
---Sen hiç yıldız kayarken dilek tuttun mu? soruları bitmiyor.
---Aydede de ölecek mi dedem gibi? diyor dağılıyorum oracıkta.





Hayır çocuk, hayır diyorum. Başımı çevirip gözyaşlarımı siliyorum. Bu ne güzel bir mutluluk Tanrım!
Bütün sevgimi ve şefkatimi akıtmak istiyorum ona. İstediğin kadar sevgi, istediğin kadar umut alabilirsin demek istiyorum. Yükseliyor bakışlarımdan kanat seslerinde onlarca mutlu güvercin. Büyük umutlar dudağımın ucunda sendeliyor düştükleri yer bir vaha. Yemyeşil çayırların içinde bir cennet. Çıplak ayakla yürüyoruz zümrüt bakışlı kızla. Yürüyoruz başka bir boyutta. Mutlulukla karışık bir hüzün dalgasında sarsılıyorum.





Dokunmadan geçip giden anılar sıvazlıyor sırtımı. Bir güzelliğin ucuna kıvrılıyorum. Ve dökülüyor dudağımın kenarından eski bir gülüş. Yarısını sona saklıyorum hemen bitmesin diye. Yanılgıları mı sırtlıyorum sil baştan. Ederinde doğruluyorum geçmişin. Tüm bunların vardığı yerde bir bütündüm bunlarla büyüdüm diye düşünüyorum. Bildiklerim ve bilemediklerimden doğan güce şaşkınlıkla bakıyorum soluk aynada. koca bir ömür resital yapıyor. Geçmiş geçip gitmiş mi yoksa saplanıp kalmış mı içimde düşünmüyorum bu defa.





Küçücük eli tuttuğum rüyanın ayak ucunda bir okyanusa dalıyorum. Umutlar masmavi iki kıvılcım çukurunun ucunda. Gözlerinde kayboluyorum narin görüntünün bir ummana düşer gibi. Dalga sesleri yankılanıyor kulaklarımda. Ben hiç şaşmamıştım bu kadar. Küçük bir bedene yaslıyorum varlığımı. Gölgem savruluyor uzaklara...
Hayatın kenarından köşesinden değil tam ortasından bakıyorum bu defa.





---Sen de düştün mü benim gibi kanadı mı dizlerin? diyor bu kez.
Evet düştüm tabii diyorum ve içimden devam ediyorum. Onlarca kere düştüm ve her düşüşüm de kanadı dizlerim. Saçlarımı yoldu sert rüzgarlar, bedenimi savurdu fırtınalar.
Yıldızlara çarptım karanlıkta, yolumu kesti sancılar ve evet sonunda tutundum. Umut diye savruldum. Düştüm ve kalktım. Kalktım ve bir daha düşmemek için öldürdüm içimdeki onlarca beklentiyi. Askıya aldım umutlarımı. Filizlenen onlarca ümidin ipini koparıp kaçmasına izin verdim, bütün bilmezliğimle...
Ve ağladım. Çok ağladım...





Onu izliyordum sadece ama o parmağına konan serçeyle konuşuyordu.
Şimdi demek isterdim ki çocuk sen büyüyeceksin ve ben olacaksın. Sessizce susuyorum...
Soldurma düşlerini diyorum içimden. Göğün yüzüne baktığında solmuşsa bile mavilikler gözlerinin pırıltısından kat soldurma gökyüzünü, soldurma umutlarını. Aralık bırak düş bahçesinin kapılarını, hayatı hep renkli yaşa.
Yıldızları dola ve bırak savursun saçlarını rüzgarlar düş önüne yeni umutların. Düşüncelerinle haykır dünyaya. Sesin çıktığınca bağır ki duysun bu sese ihtiyacı olanlar.
Susma çocuk, susma!
Uçurtmaları havalandır göğün yüzüne en mavisini seçip tutun kuyruğuna uç diyar aşırı yerlere. Başını kaldır çocuk! Göğe değen başınla yıldızlara uzan, selamla onları yüreğinin sesiyle.
Avunma çocuk, avutma kendini boşluklarla. Erteleme düşlerini! Dün geçip giderken pencerenden ve yarınlar gelmemişken daha şimdiye sarın çocuk umutla.
Papatya mevsiminde nergislerin kokusuna vurul. Islak çimenlerde yürü yalın ayak, tütün kokusunda boğulan şehri uyandır gözlerinle. Ihlamur kokulu düşlere dal kentin sokaklarında kendinden geç mesela bir şarkıda delice ağla. Yapamayacakların için ısrar etme. Bırak onları peşinden bakıp durma kazanmak da kaybetmek de vardır hayatın içinde ve seçimlerine bağlıdır tümü.
Her yapamadığın şeyde yerlere devrilme çocuk.
Kendini suçlama bir şeyler için. Yargılarından arın çocuk!
Çünkü başkasını yargılı yorsan bil ki kendini reddediyorsun dur hayatın en güzel yerinde.





Karanlık bir sokakta buğulu bir camekan da rastlarsan bir gün büyüklüğüne onun ta gözlerinin içine bak ve haykır çoktan sükût etmiş kelimelere basa basa...



Dinlenecektir çocuk dinlenecektir sen elini tuttuğunda ve gözlerine sevgiyle aktığında....




Avucunda bir serçeyle kaldı çocuk... Uzaklaşırken adımlarım ardımda kalan küçücük yürekten, içimde tarifi imkansız bir coşkuydu geceye yayılan...



Biliyordum ölmemişti içimdeki çocuk. Selamlamıştı hiç beklemediğim bir yerde ve mutlu bir an bırakmıştı avuçlarıma...

11 Mart 2014 5-6 dakika 19 denemesi var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    En çıkarsız en yalansız dolansız zamanlarıdır insanın çocukluğu ve çocukluk yılları. Çocuklar kin ve nefreti çoğu zaman büyüklerinden öğrenirler. Savaşlarda ellerine silah tutuşturan yine büyükleridir. Bir çocuğun gözlerinin içine iyice bakarsanız sevgiden başka bir şey göremezsiniz. Çocuklar aydınlık yarınlarımızın habercisi, müjdecisidir. İnsanın çocuk kalan bir yanı olmalı ve bunu da korumalı ölene kadar. Güzel bir yazı gün sonunda da ödülünü almış kutlarım Maide hanım içtenlikle...👍

  • 10 yıl önce

    teşekkür ederim Ahmet bey en masum yanımız büyük olan yanımızda solmaya başladığı vakit içimizde hala capcanlı duran bir çocuğun var olduğunu bilmek ne hoş...

    saygımla çok 👧