Davlumbaz Kafalılar

Yazının başlığına bakarak, fantastik film kurgusu okuyacağınızı düşündüyseniz yanıldınız! Aktarılanlar tamamen yerli ve yüzde yüz hayatın gerçekleri...

Bildiğiniz üzere, davlumbaz, duman, is ve pis kokuların baca yoluyla dışarı atılmasını sağlayan bir alettir. Yani önce pis kokuları topluyor daha sonra dışarı boca ediyor ya da bacadan atıyor...

İşte, aynen bazı karakteri noksan kişiler beslendikleri bataklıklardan ve dışa kapalı ortamlardan topladıkları ya da edindikleri birikimlerini baca gibi ağızlarından dışarı kusmak suretiyle atmaktadırlar...

Kulaklarından veya bilmediğimiz yerlerinden giren dedikodu mahiyetindeki döküntü bilgileri toparlayarak davlumbaz tarzı herhangi bir katkıda bulunmaksızın kimisi köşelerinde, kimisi tv ekranlarında, kimisi sanal ortamlarda saçarak tatmin olmaktadır...

Oysa, insan doğumundan ölümüne dek daima gelişime, terakkiye açık bir fıtratta olduğundan, her geçen gün ve zamanda kendisine yeni şeyler katarak kamil bir insan olmaya çalışmaktadır. Kendisine fayda sağlama ameliyesi neticesinde topluma da yarar sağlayacaktır.

Ancak, nedendir bilinmez kendinden menkul bazı bozuk karakter ve habis ruhlu kişilikler, tüm gelişim ve ilerlemeye kendilerini kapatır...Yıllar geçse de takılmış plak gibi tekrarlayıp durur... Tek becerdikleri işin ise, kuru gürültü şeklinde etrafa rahatsızlık vermek ve hakaret ederek zihin dünyasını faş etmektir. İsteseler de faydalı bir şey yapamazlar yazamazlar ve konuşamazlar... Çünkü, kafaları faydalı ve yararlı bilgileri almaya kapalı olup, davlumbaz tarzı yalnızca, atılması gereken ve insanların rahatsız olduğu döküntü şeyleri toplayıp almaktadır. Bir nevi çöp kutusu ya da bidonu...

İçerisinde nemalanması gereken ( ancak nemalanmamış ) toplumu devamlı bir şekilde aşağılayan, milleti hakir gören ve alaycı bir üslupla güncel veya tarihi konuları değerlendiren, etrafa çamur ve pislik saçan veya pis ve zarar verici koku ve dumanı dışarı atan baca gibidir...Arada bir, onun saçtığı pis kokulardan kargalar veya onun gibi olan davlumbaz kafalılar hoşlanır ki, bu da uzun sürmez...

Davlumbaz gibi çıkıntı durmayı hep seven bir kişiliktir. Fertlerden bir fert olmak O'nun için züldür. Yazdıkları veya konuştukları ile her daim çıkıntı olmak, dikkatleri üzerine çekmek birincil vasfıdır. Dikenli dilini bir çok kişinin kalbini kanatmak için kullanır. Ayıp ve kusur arar... Hata kabul etmez... Buldu mu bir hata üzerine abanır ve vurdukça vurmak ister... Kendi kafası hep pis kokular ile bulanık olduğu için etrafı da bulanık görür ve hep pis koku alır... Hiç güzel bir şey de olmuyor der durur...

Dumandan, isten olayları net ve berrak göremediği için, değerlendirmelerinde hep yanılır. Yanlışta ısrarda yılmazlar. Güzelliklerden ve iyi şeylerden bulunduğu ortam gereği bihaberdir. Belki bazen neşet ettiği ortamda sehven gül yetiştirilirse ve etraf gül kokusuna boyanırsa, işte o zaman güzel birkaç kelam edebilir, işte o zaman güzel birkaç şey görebilir.

Bir de, ne zaman davlumbaz kafasını değiştirir ve baca ile irtibatını koparırsa, gönlünü ve gözünü şeytanın boyunduruğundan kurtarırsa, güzel görmeye başlarsa veya güzeli görmeye başlarsa, güzel düşünecek ve güller gibi, miskler gibi, ıtır çiçeği gibi etrafı kendi kokusu ile bahara çevirecektir...

Burada anlatmak istediğim bir kişi ve belirli kişiler olmayıp, bir kalıp ve şablon tarifi ve bir zihin dünyasıdır.

Bu şekilde insanların her çevrede bulunması mukadderdir. Biraz dikkat edin siz de etrafınızda ve tv ekranlarında veya sanal alemde göreceksinizdir. Huzur teneffüs etmediklerinden huzur vermezler. Davlumbaz kafaları ile çevrelerinden ne alıyorlarsa, ne içlerine çekiyorlarsa doğal olaraktan dışarı aynısını vereceklerdir. Fazlasını beklemek safdilliktir. En iyisi bu tür kişilerden uzak durmak ve arkadaşlık etmemektir.

Sözün özü; millet olarak ihtiyacımız olan davlumbaz kafalılar değil, aydın kafalar, bilimle donanmış ışık saçan beyinler, milletin sevgisi ile sarhoş olmuş fedakar kafalardır...


17-04-2012

19 Nisan 2012 3-4 dakika 35 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Beğenen ve okuyup düşünen herkese teşekkür ederim...ÖF