Diyaloglar - 9

"Eşyaların da gitme gibi lüksleri olabilir!.."


Bazen sahip olduğumuz eşyalar bir bir veya toptan elimizin altından kaçıp giderler!..En çok sevdiğimiz bir fotoğraf makinası bir anda elimizden kurtulduğu gibi logarı boylayabilir ya da çok vesveseli geçen bir anın ardından unutuverilir de bir yerlerde dönüp onu aramaya geldiğimizde çoktan yerinde yeller esiyordur!..Büyük bir umutla acınası yüz ifadesi ile sorduğumuz kişi orada hiç olmadığını bile iddia edebilir!.Ya da en sevdiğimiz o muhteşem elbise nedensiz ütünün sıcaklığında tüm liflerine dek yanabilir!..Bin bir zorluklarla dişimizden,tırnağımızadan artırmakla kalmayıp yakın akrabalardan binbir rica ve minnetle borçlanarak aldığımız bir evimiz hiç nedensiz bir icraya kurban verilebilir!..

Ve çoğaltılabilecek yaşanmış ve yaşanabilecek örnekler sahip olduklarımızla kıyaslanırsa oldukça fazladır!.. Bazen hayıflanarak,bazen hüzünlenerek bazen de mağlubiyeti kabullenmiş çaresiz yüz ifadesi ile gülümseyerek anımsarız tüm bu kayıplarımızı!..

Peki tüm bu olmuş olanlar neden bir yerde önce bize gelmiş,ona sahip olmuşuz da böylesine çekip gitmişlerdir?..Hiç düşündünüz mü?..(Doğru olup olamayacağı kanıtlanamamakla beraber) Acaba bize verilenleri,sahip olduklarımızı yeterince benimsememiş,özümsememiş ve koşulsuzca kabullenemememiş olabilir miyiz?..Veya "layık olamama" durumu mu var?..Kendimize "fazla" görmüş olabilir miyiz?..Bu tıpkı hani çok güldüğümüz bir an kendimize bir türlü yakıştıramayıp "bugün başıma bir şey gelecek!.." dediğimiz gibi..İçten içe sıklıkla "çok kolay"oldu veya "çok zorluklarla"oldu dediğimiz de olmuşmudur?.. Eşyalar da kararsızlığı ve samimiyetsizliği sevmiyorlardır belki de?..
Tıpkı sevgi gibi rahatsız oldukları yerlerde barınmak istemeyebilirler!..Huzurun,samimiyetin,kararlılığın ve paylaşımın olduğu yerlerdir belki de barınma ve çoğalma alanları?..
Maddeler de çoğalabilirler!..Para artar,salon genişledikçe mobilyalar artar,elbiseler renga renk artar,ayakkabılar çifter çifter artar,arsalar tarla,tarlalar arazi...ve dahası..
Almayı bilmek ve vermeyi kabullenebilmekle olabilir mi acaba?..Sır denilen belki de budur!..Tanrı'nın verdiklerini O'na teşekkürlerle iade etme lüksümüz yok ama verilenleri almayı da bilmek,sahiplenebilmek ve hoşnut olmak belki de büyük bir ışık patlaması gibi bizleri aydınlatabilir ve bizleri de adına paylaşım denilen gönüllü vericiler yapabilir!..Ben bunu "hak ettim" sen bunu "hak ettin"'e dönüşebilir!..Biz "hak edersek" Hak yerini bulmuş olabilir!Yerini bulan "hak" ta çoğalabilir!..Adına son dönemlerdeki sıkca söylenen bir söylemde olduğu gibi "ışık" olunur biz de bunu "feyiz" diye algılarız!..

Eşyalar el değiştirir!..Göçebe ruhludurlar!..Onlar da bizler gibi ölümlüdür ve yaşamları gerçekten ızdırapsızdır!..Bukalemun değilidirler ama kendilerini de sürekli yenileme gibi özel bir ayrıcalıkları da vardır!..Israr etmezler!..Direnme gibi lüksleri yoktur!..Sabırlı değildirler!..Gamsızdırlar!.. Huzurun,samimiyetin ve paylaşımın çok olduğu yerlerde görülürler!..Zorbalığa ve tahamülsüzlüğe hiç gelemezler!..
Tıpkı para gibidirler korunaklı,güvenilir ve çoğalabilecekleri mekanları tercih ederler!..Bu yaşam koşulları olduğu sürece de sadık olabilirler ve terk etmeyi,başka limanlara demir atmayı düşünmezler!..
Maddeyi madde ile esir alma dönemi terk edildiğinden beri insanın maddeye esareti devam edeceğe benziyor!..Gönüllü esaretlik ise gönülsüzlükle olunacak iş değildir!..Yoksa bir varmış,bir yokmuş misali dönüp dururlar çevremizde!..
Almayı bilmek,verebilmeyi de öğretebilir bizlere!..Sevgi ile özümseyerek alırsak,özveri ile de verebiliriz!..

Bu ilahi döngüyü bozabilme kabiliyetimiz yoktur!..Bu muhteşem bütünlüğü bozacağına inananlar Gogol'un o ünlü "palto" hikayesinde olduğu gibi Kakalin köprüsünde Akayiv Akakiyeviç'in dolaşan paltosu ve ruhu gibi sahip olduklarının bir bir veya komple kayıp giitiğine tanıklık ederler!..

15 Ocak 2012 3-4 dakika 61 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar