Doğmamış Çocuğun Anneye Seranatı

Ben daha doğmamış bir çocuğum
Duyumsuyonum küçücük yüreğimde, annemin şefkat damarlarında akan sıcaklığını. Gözlerim güneşin ışıklarını görmedi daha, ama bir aydınlık parıldar umut sunan canında annemin. Kulağım bir ses duymadı daha, aşina değilim hiçbir sese. Ama sevgi nağmeleriyle bestelenmiş annemin sesi bir başka. Kulağımda estiği zaman o nazenin insanın müstesna sesi, küçücük yüreğim kıpır kıpır eder de hafiften bir tekme atarım. Bir daha söyle ne olur, bir daha anne, derim. Annemin bahar kokusu gül nefesiyle bir şiir sunarım. Bugün, her gün senin olsun, dileğiyle.

Bugüne senin derler
Adına türkü söyler diller.
Gül demetleriyle bebeler
Sana koşarlar, güzel annem
Cennet soluğu benim annem.

Ben daha doğmamış bir çocuğum
Özgürlük nedir bilmem, ama annemin gönül deryasındaki yakamozlar bana özgürlük türkülerinin ilhamıdır. Annemin gözlerindeki özgür martıların kanatları, tanımadığım dünyamda yol göstericim olacaktır. çünkü annem özgürlüğü, sevda şarkılarında bulmuştur. Ve ben de annemin aşkıyla büyüyonum.
Ben daha doğmamış bir çocuğum
Yüreğimde hissederim annemi. Sevgiyle okşayan elleri tanımadığım baharın tatlı esintilerinde gezdirir beni. Kuş cıvıltıları gelir, ninniye alışmış dilinden dökülen sözleri...ve ben kendimi hoş kokular yayan bir çiçeğe benzetirim, annemin bahar açmış gönlünde. Çünkü annem, bir bahçıvanın nazenin bir güle özen gösterişindeki hassasiyetiyle konur beni. Hissederim işte bunu, ta yüreciğimin en derinlerinde. Ve ben daha doğmamış çocuğu en masum yavrucuğu, şarkılar söylerim tanımadığım dünyadan esintilerle;

Yıldızlar toplayayım sana
Gök bahçesinden, güzel annem
Taçlar öreyim saçlarına
Gülen güllerden güzel annem
Cennet soluğu benim annem.

Ben daha doğmamış bir çocuğum
İyilik nedir, kötülük nedir bilmem. Ama, annemin yeni çiçek açmış bir ağacın duruşundaki güzelliğini yansıtan gülümseyişinden iyilikler hissederim. Dolu vurmuş bir ağacın solgunluğunu kuşanmış yüreğinden ise kötülükler duyumsarım. Her şeye rağmen ben annemi iyilik meleği bilirim. Kötülük yaygıcısı iblisi, sevgi güneşiyle perdeleyen iyilik meleği...gök yüreğindeki rahmet bulutlarından indirdiği serinletici sularına, hiçbir kötülük ateşinin dayanmadığını hissederim. Ben annemin cennet soluğunda, iyilik meleğinin melodilerini duyarım.
Ben daha doğmamış bir çocuğum
Uzun bir yolculuğum olsa da yongunluk nedir bilmem. Ama annemin ahuların yürüyüşündeki ahengi andıran inceliğinin kaybolmasından yongunluklar hissederim. Bir çiçeğin sararıp soluşundaki hüznün yüzünden süzülüşünden hastalandığını anlarım. Ben de ona cennet soluğundan devşirdiğim bir buket şiiri sunarım. Canım annemin gül çehresine gökkuşağının renkleri parıldasın diye;

Gül yüzü solmuş güzel annem
Canımdan kan sunam can annem
Güller feda olsun can annem
Senin gibi gülşen canana
Cennet soluğu benim annem


Ben daha doğmamış bir çocuğum
Acı nedir, üzüntü nedir bilmem. Ama anneciğimin göz semasındaki hüzün bulutlarından inen şebnemlerin serinliğinden, annemin kederlendiğini hissederim. Uykusuz geçen gecelerin yalnızlığında dert ontağı olurum. Ve annemin beni ne zonlukla taşıdığını anlarım. Kıymetini bileceğim anne, derim. Şebnemlerin hüznündeki serinliği duyumsayan küçük yüreciğimden. Daha tanımadığım dünyanın aydınlığını, karanlık bir dehlizde bana sevgi güneşiyle anneme umudun şarkısını anımsatırım, yüreğinin dayanıklılığını;

Sabır taşıdır dinç yüreğin
Gökkuşağı saklı dileğin
Umutla büyüdü bebeğin
Gönüllerdesin güzel annem
Cennet soluğu benim annem

Ben daha doğmamış bir çocuğum
Tanımadığım dünyaya ilk göz kırpışımdaki ağıtımı, anneme mutluluğun güftesi olarak hediye ediyonum.
Selam anne...

19 Ağustos 2009 3-4 dakika 59 denemesi var.
Yorumlar