Doğru Kararı Vermek

Hayat bir ikilemler cennetidir. Attığımız atacağımız her adımda bir ikilemle karşı karşıya kalırız, her zaman önümüze çıkan yollardan birini seçmek zorundayız. İşte bu ikilemler ve bizim verdiğimiz kararlar hayatın ta kendisidir. Hayat seçmektir, karar vermektir. Yolumuz uzun, bir sağa bir sola saparak koskoca bir ömrün soyağacını oluştururuz. Görüldüğü üzere hayatımızda doğru kararı vermek, doğruyu bilmek, iyiyi kötüyü ayırt etmek geleceğimizin şekillenmesinde doğrudan etkilidir.

Ah bu insan oğlu yok mu... Kullanım kılavuzu olmayan yeni çıkmış bir eşya gibidir. Nasıl kullanılacağını ancak deneme yanılma yöntemiyle çözebiliriz. Biz bu konuda biraz şanslı sayılırız çünkü ilk insan değiliz bu güne kadar epey bir bilgi birikimi olmuş. Bakınız insanın kişiliğinde var olan 3 öğe varmış 'id, ego ve süper ego'. İd: içgüdüsel özellikleri temsil ediyor , Ego: benlik duygusudur bencillikte diyebiliriz, süper egoya gelince o da egonun ıslah olmuş hali, bir fren mekanizmasının devreye girerek bencilliği örtmeye çalıştığı bir öğe, buna ben sağduyu demeyi uygun görüyorum. İnsanın kişiliğini de büyük ölçüde bu son iki öğe arasındaki denge oluşturuyor. İd ise ilkel düşünce türü olarak bilinç altından çok nadir fırlıyor (kriz anlarında, alkol kullanımı sonrasında olduğu gibi). Şimdi bunları neden anlattığımı düşünüyor olmalısınız. Konumuzun bununla çok ilgisi var. Biz burada kendi egomuzla süper egomuzu münazara usulüyle tartıştırırken kendimiz de bunlardan soyutlanıp tartışmaya başkanlık, en sonunda da jürilik yapacağız. Şimdi başlayalım...

Önce kafamızı kurcalayan bir problemimizi masaya yatıralım. Mutlaka vardır veremediğimiz bir karar, bir başka insanla olan sorunlu ilişkimiz, haksızlığa uğradığımız yada öyle sandığımız bir durumu. Konumuzu belirledikse bundan sonra işin zor kısmı size düşecek sanki kişiliğimiz ikiye bölünmüş gibi konuyu irdelemeye başlayalım. Bencillik duygumuz sürekli suçu başkalarına atmaya çalışır, her zaman durumu kendisine yorar her zaman burnu diktir. Böyle dedim diye sakın benciliğinize kötü damgasını vurmayın çünkü o da bazen doğruyu söyler. Sağduyu ise gerçekçidir sorunun geneline bakar empati yeteneği vardır yani olayları başkalarının gözünden görebilir; ama bazen sağduyu da fazla yumuşak olabilir gerçekçiliği abartarak fedakarlıkla karıştırabilir. Bu durumda egonuzun dürtüklemesiyle kendine gelir. İkili ilişkilerde çok işe yarayabilecek bu yöntem karar vermede çabukluğu sağlar ve isabeti artırır.

Günlük hayatta sıkıntılı bir anda 10 dakikayı kendinize ayırıp sessiz bir ortamda zihninizden bu işlemler gerçekleştirdiğinizde gerçekten de rahatladığınızı hissedeceksiniz. Kararların hayatta ne kadar önemli olduğunu unutmayın. Her zaman söylediğim gibi insan ilişkilerindeki sorunlar çözebilmenin yolu sağduyu ve empatidir. Bu bağlamda şunu söyleyebilirim ki insan melek olsaydı değil insan sağduyusunu dinleseydi cihan cennet olur.

23 Ağustos 2010 2-3 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar