Doğum Günün






Bak! Yine içimde bir sıkıntı var, tarifi imkânsız, bir ilk ve bu doğum gününde yoksun yanımda. Tam on dört yıl geriye gittim, anılar canlandı gözümde. Hamile olduğumu öğrendiğimizde, babanı görmeliydin! Oradan oraya koşturuyor, şaşkın, sevinçli kuş gibi uçuyordu. Ne de olsa, baba olacaktı.

Bir gece rüyamda, sakallı bir kız çocuğu gördüm. Hemen rüya tabirlerine baktım. Diyordu ki; “bu rüyayı gören eğer hamile ise doğacak bebeği erkektir.”

Rüya bu ya, ne kadar doğru olabilirdi ki? Ve rüyam gerçek oldu, minicik ellerinle sen doğdun oğlum. Benim yaşım da küçüktü, beraberce büyüdük. Sen benim ilk göz ağrımdın, sende tattım anneliğin kutsallığını ve anneme ne kadar eziyet çektirdiğimi anladım.
Artık büyüyordun, yaramazlıkların da beraberinde. Hatırlıyorum da, bir gün elinde çikolata kim verdiyse, alıp odayı boyamıştın ve kendini de. İçeri girdim manzara korkunç, of bebek bu ne hal! Anaokuluna başladın önlük giyiyordun. Artık benim oğlum da altı yaşında, ilk adımını attı okula. Ha bak! Bir de kardeşin oldu, onu nasılda unuttuk, duymasın sakın.

Ve senin kıskançlıkların başladı, hatırlıyor musun?
Bebek ağladığında, ben odaya gelene kadar, yastığı yüzüne kapatmıştın susturmak için. Deli çocuk! Ne de korkmuştun sonradan kardeşime bir şey olacak diye. Ah! Zaman su gibi akıp gidiyor. Sen ve kardeşin hızla büyüyorsunuz.

Kötü olan ben yaşlanıyorum. Yeter ki sizler sağlıklı büyüyün.

İlk göz ağrım, annem, bebeğim! Okuma bayramını anımsadın mı? Sen kâtip olmuştun; Başında fes, elinde baston, kolunda fıstık gibi kız. Ne de meraklıymışım durmadan fotoğraf çekmiştim. Hala albümünde duruyor arada bir bakıyorum. Zamana yetişmek ne de imkânsız bir şeymiş.

Başarılı bir öğrenciydin artık kime çektinse. Yine tayin çıktı, artık Güneydoğu’dayız. Sen kalk, denizin kenarından yunusları, martıları bırak gel çöle. Önceleri zor alıştın, senin için yeni bir hayattı başlayan. Yeni ev, yeni okul ve de yeni arkadaşların. Sen bunu da başardın alıştın kısa sürede. Ve yine başarılı, bizi onurlandıran bir öğrenciydin. Ah! Şu OKS yok mu? Deli etti bizi.

Yine de güzel bir okul kazandın. Allah izin verirse güzel bir gelecek bekliyor seni. Belki öğretmen olacaksın, Allah yolunu hep açık etsin bebeğim. Ayrılmak çok zor geldi bana sen yoksun, sensizlik ölüm. Yokluğuna alışmak istedim, hep denedim dayanmak istedim nafile. Odana giriyorum yatağın boş, dolabını açıyorum, sana ait hiçbir şey yok. Arkadaşlarını görüyorum, aralarında bir sen yoksun, sensiz basket oynuyorlar çoğu zaman, bakamıyorum onlara.

Tabi sen bilmiyorsun bunları.

Hani sana sürpriz doğum günü yapardım. Sen kızardın “Bana neden hediye almadınız, neden pasta yok.” diye. Hep sorardın ”bugün günlerden ne? Sanki ben bilmiyordum. Ben sana nasıl söylerdim, sürpriz olduğunu? Arkadaşlarınla anlaşırdık, kimse söylemezdi sana. Pastayı komşular da saklardım, hediyeleri de evim en gizli yerine. Sonra gözlerin dolardı, utanırdın yaptıklarından. Ben sana kızmadım hiç.
Bugün senin doğum günün, on beş yaşına giriyorsun. Bugün ne sürpriz pasta ne de bir hediye var. Çünkü; sen yoksun! Sensiz doğum günü olur mu? Sensiz geçen bir ilk, annem seni çok özledim.

Doğum günün kutlu olsun.

Yeni yaşın hayırlı olsun bebeğim..

23 Mayıs 2009

12 Temmuz 2020 3-4 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar