Dönme İstersen

Umut mevsiminden kalma çiçekler gibiyim. Mevsimler değiştikçe bir açıyor bir soluyorum. Soluduğum tek şey senden arta kalan yalnızlığım oluyor sevgilim. Aşka resmini çizdirdim, seni gördükten sonra bir başkasını tanımaz. Aşka kokunu sürdüm, kokunu aldıktan sonra başka kokulardan nasibini almaz.

Bir bilsen, o sevdaya rengini nasıl da delicesine sürdüğümü... Şimdi git, için rahat değil biliyorum.

Rahat olmayacak yüreğin, çünkü ardında yüreğini sana bağışlayan biri olacak.



Umut mevsiminden çıktım, ellerimden ellerine uzanan bir yol gibiyim... O yollar bizi birleştirmiyor, söküp atmak geliyor hançerini içimden. Yüreğimden atmak geliyor seni...

Kıyamıyorum, aşk kıyamamak aşk dokunamamaktı. Aşk, senden ötesini görememek, aşk yalnızca seni, sevdiğini solumaktı. Boş gözlerle bakma, anlayamazsın demiştim anlayamayacağını biliyordum.

Böyle sev, böyle yan anlarsın. Ama sen yine de dumanının tütmesine izin verme, yangın ol ama sönmesini de bil. Ben sönemedim, saramadım yaralarımı senden sonra belli belirsiz...

Yüreğinin günahını taşlara sorar gibiyim. Taş kalpli sevgilim, izin ver ufak da olsa kalbinde yer edeyim...

Bir bilsen, hangi ağır cezanın hükmünde yer etti mühürlenmiş kalbim... Cezalarımın bedelini sana ödetmeyeceğime yemin ederim. Sönmüş umutlarımı alevlerin içine atar gibiyim, kahrolası yalnızlığın matemsi günahlarını vücuduma sarıp seni benden ayırır gibiyim...

Bir gelsen sevgilim, gökyüzünü dualarıma katar yıldızlardan ev yapıp ulaşılmaz sandığım aşk seferinin son vapuruna aşkımızı yetiştiririm. Taş kalpli sevgilim...

Bütün taşlar yerli yerine oturdu da sen hâlâ buz kesmiş öylece bakıyorsun. Mevsimi değiştin aşkın, görmüyor musun? Kara kışa esir düştü, sökük yalnızlığımı gittiğinden beri dikemedim.

Yakamıyorum seni, yangınım sen ol... Razıyım aşkın son yalanına yeter ki gözlerim, yüreğim aklım senden bir başkasına esir düşmesin... Acıların koyusu bizi vursa da, yüreğim sana ateşlensin, sana üşüsün seni bilsin...

Taş kalpli sevdiğim, gidenlerin ömrü uzun olur yeter ki kalanlar yaşamayı bilsin...

Rüzgâr vurdu gönlüme denizler dalgalandı yağmurlar yağdı bu can bedenden çıktı her şey mümkün oldu, her şey değişti de dünya yine aynı...

Sensiz bir dünya, sensiz kapkara sanki cehennem aşığı...

Dünya; mademki aynı sabahlara uyanıyorum. ?Dönme istersen'

Yazgının günü cehennem olmuş meğer dönme sevenler ayrılacaksa eğer...

Yazgının iki günü birbirine eş tutulmuş, her günü birbirine can olmuş.

Dünya; ?Dönme istersen, sevenlerin ahı üzerinde kalacaksa eğer...

Paralel yalnızlığım meridyenlere bölünmüş, kutuplarda yer ayırmış bedenim yüreğim bir yanmış bir sönmüş kime ne?

Dünya sana diyorum, ?Dönme istersen' canım benden ayrılmış sen yine aynı... Düzen tozu dumanı birbirine katmış, boşuna yorulma yorma sevenleri...

Çetin cevizsin dünya, dön bakalım bukalemunlar varken sen neden değişmeyecekmişsin ki?

Doğru, yanılttın beni ya da yanıldım...

Dön dünya, dön ki bitiş çizgisi sende dursun suçum günahım yok zaten!

02 Kasım 2011 3-4 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar