Dumanlı Evlilik

Geçen gün televizyon programı için boşanma nedenlerini araştırıyordum. İnsanların ?mutluluyuz? yazılarıyla süsledikleri gelin arabalarının mahkemeye götüren kavga arabalarına nasıl dönüştüğünü merak ediyordum. Bunun için de boşanma nedenlerini araştırmaya ve bunun sosyal ve psikolojik sebeplerini tahlil etmeye başladım.
Tabi ilk önce boşanma istatistik bilgilerine baktığımızda ekonomik sorunları görmekteyiz. İşte ilk tespit; ?Türkiye'nin en ağır krizinin yaşandığı 2001 yılında boşanma sayısında belirgin bir artış yaşandı. Boşanma sayısı, 2000 yılına kıyasla yüzde 45 artarak 50 bin 402'ye çıktı. İzleyen yıllarda da boşanma sayısı aynı seviyede devam etti. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, boşanma sayısı 2002 yılında 90 bin 454, 2003 yılında 89 bin 311, 2004 yılında da 88 bin 736 olarak gerçekleşti. Söz konusu 3 yılda boşanan çiftlerin sayısı toplam 268 bin 501 oldu.? (http://www.atonet.org.tr/turkce/) Burada dikkat çeken en önemli unsur ekonomik göstergeler çerçevesinde ailenin duman katsayısının artarak görüş alanını daraltarak eşlerin birbirini daha iyi görmesini engellediğidir.
Aslında burada karşımıza ayrı bir sosyolojik olayın derin bir tahlili çıkmaktadır. İnsanlar evliliğin duygusal, düşünsel ve ekonomik sorunlarını üstlenebilecek bir olgunluğa erişmeden salt duygusal veya zor kullanarak evlen/diril/mesi sonucu kaldıramayacağı bir sorumluluk taşımak zorunda kalır. Bu da duygusal kırılmaların yaşanmasına neden olur. Aslında bu tür evlilikler fay hattına kurulmuş binalar gibi en küçük bir sarsıntıda yıkılma riski taşır.
Bu konuyu incelerken karşıma ilginç bir boşanma nedenleri çıktı. Bunlardan birisi kilisenin en karmaşık evlilik iptali isteklerini karara bağlayan üst mahkemesi ?Sacra Romana Rota?ya başvuran erkeklerden birisi karısının sigara alışkanlığını bırakmadığını evliliklerinin dumana boğulduğunu gerekçe göstererek evliliğinin iptalini istemesidir. Burada eşlerin birbirine saygı ve empati göstermesi çok önemlidir. Çünkü saygının olmadığı evde huzur ve anlayış olmaz. Erkekli bayanlı ev/liliğ/i dumana boğma hakkımız yoktur. Dumana boğulan evde görüş mesafesi azalacaktır. Dolayısıyla insanların birbirini görmesi ve ona göre tavır sergilemesi de zorlaşacaktır. Öyleyse görüş/anlayış mesafesini daraltacak her türlü eylemden kaçınmak evliliği dumanlı olmaktan kurtaracaktır.
Bunun için eşlerin ilk önce birbirinin sevgi dillerini tanımaları ve buna göre tavır geliştirmeleri gerekecektir. Ufak ayrıntılarda saklı olan o kadar çok güzelliğe gözlerimizi kör ederken birbirimizi kıracak fıstık kabuğunu doldurmayacak şeylerden dolayı birbirimizi kırabilecek kadar öfkeliyizdir. Evet eşimizin hoşlanmadığımız bir takım huyları ve davranışları olabilir. Ama hiç mi hoşumuza gidecek özelikleri yoktur. İşte hayata ve ev/liliğ/imize pozitif duygularla yaklaştığımız veya yaklaşabildiğimiz oranda mutluluğu yakalayabiliriz.
Bununla ilgili çok güzel bir hikaye vardır. Çırağın birisi sürekli olarak hayattan ve karşılaştığı olaylardan dert yanar ve sıkıntı duyarmış. Bir gün ustası yanına çağırmış. ?Oğlum git bana bir bardak su ile bu paket tuz getir? demiş. Çırak yine söylene söylene gitmiş. Ustasının istediklerini getirmiş. Usta: ?Oğlum bardağa tuzu dök bakalım? dedikten sonra çırağa tuzlu suyu içmesini söylemiş. Çırak: ?Usta ya, bu su tuzlu içilir mi? demiş. Ustanın ısrarı üzerine bir yudum almış almasına amma hemen çıkarıvermiş gerisin geriye. Usta bıyık altından gülüyormuş. Sonra çırağına ?Hadi bakalım bir çuval tuz al da yürü benimle? demiş.çırak yine söylene söylene takip etmiş ustayı. Bir gölün kenarına varmışlar. Usta: ?Oğlum dök bakalım bir çuval tuzu? demiş. Çırak kurtulmak için çuvalın ağırlığından hemen dökmüş bir çuval tuzu gölün içine. Rahatlamış epeyce. Yüzü de gülüyormuş. Bu sırada usta: Oğlum iç bakalım bu sudan? demiş. Kana kana içmiş çırak bir çuval tuz dökülmüş gölden. Bunun üzerine usta? Gördün mü evlat yüreğini göl yapabilirsen hayatın tuzu olan dertlerin ne kadar çok da olsa kaybolacaktır onun derinliğinde ve genişliğinde. Ama küçüldükçe yüreğin bir bardağın yarındaki tuz bile acı verir? demiş.
Hayatın sıkıntı ve dertleri veya eşimizin, çocuklarımızın sıkıntıları, yaşamın tuzu gibidir. Göl yapabilirseniz yüreğinizi büyük olarak bildiğiniz nice sıkıntılar yok olacaktır onun enginliğinde.
Evliliği dumanlı atmosferden kurtarmak için yüreğimizi göle dönüştürmeye ne dersiniz?

15 Şubat 2009 4-5 dakika 59 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    Evlilikleri, alkollü atmosferden de kurtarmak gerekir. Çünkü, eşlerden biri içki içmiyor, diğeri içiyorsa, içmeyen eş için yaşam çekilmez olabiliyor. Evliliklerde empati çok önemli bence.ud83eudd20