Dünya Sahnesinde Epik Tiyatronun Rolü

Epik tiyatro gerek kuralları gerekse seyirci kitlesiyle, günümüze kadar ulaşan diğer tiyatro türlerinden belirgin bir farklılıkla ayrı bir yer edinmiştir sanat dünyasında. Tiyatronun yalnızca seçkin kesimlere yönelik bir sanat olmadığı, halkın günlük yaşantısına yönelik konularla ?işçi sınıfı' olarak nitelendirilen ?halk' a yönelik bir etkinlik de olabileceğini epik tiyatro kuramıyla gösterilmiş oldu sanatın belli kesime ait olduğunu düşünen insanlara. Epik tiyatro için seyirciyi bir etkinliğe katılma hazzından daha çok önem verir izleyenlerin bilgilendirilmesine. Eğlendirmekten daha önemlidir her zaman eğitmek.

Epik tiyatro, en önemli dönemlerini ünlü Alman şairi ve oyun yazarı Bertolt Brecht'in tiyatrosuyla yaşadı. Brecht' in içinde bulunduğu savaş dönemindeki kötü yaşam koşullarında her zaman söyleyeceği bir sözü vardı. ?Devrim'
Yolunda gitmeyen her şeyin, herkesin değişebileceğini, doğal olanın yok edilebilirliğini yani yeni bir düzeni dile getiriyordu her zaman eserlerinde. Tiyatroyu da inandığı değerler üzerine bu kötü gidişatın değiştirilmesi gerektiğini gösterebileceği bir araç olarak kullanıyordu. Çünkü onun için ?sanat toplum için' dir. Ayrıca ülkesinin siyasi yapısında olması gerektiğini düşündüğü gibi tiyatro da da bir devrime ihtiyaç vardı ona göre. Kendi farkındalığını diğer insanlarda da yaratmak için öyle bir düzen kurmalıydı ki insanların kayıtsızlarını yok etmeliydi. Bunun için denenmeyen bir çıkış yolu bulmalıydı elbet. Ve 1920 lerde yeni boyutuyla kendi anladığı biçimde oluşturdu yep yeni bir Epik Tiyatroyla çıktı izleyenlerinin karşısına.
? Diyalektik Tiyatro'. Bir nevi baş rolünde kendisinin oynadığı, kendi düşüncelerinin tiyatrosunu dünya sahnesinde sergiledi doğal olan tüm düzene karşı çıkarak.


Brecht insanların yaşadıkları kötü düzenin her zaman değiştirmeleri gerektiğini ve aydınlarında bu gerekli değişimi sanatlarına yansıtarak halkın bilinçlendirilmeye yönelik çalışmalarıyla onlara ne halde olduklarını göstermekle başarabileceklerini dile getirmek ister kendine has epik tiyatroyu oluştururken. Ona göre epik tiyatronun amacı, onunla aynı zamanda yaşarken gözlerini bu kötü yaşam koşullarına kapayan insanları gerçeklerle karşı karşıya getirmektir.

Geleneksel tiyatro anlayışında oyuncu seyircinin olmadığını varsayarak karakteriyle bütünleşirken dış dünyaya algılarını kapatırken izleyicileri ?dördüncü duvar' olarak düşünür. Ama epik tiyatroda seyirci oyunun bir parçasıdır. Ve oyuncu sadece rol yapar çünkü seyircinin salonda olduğu yadsınırsa seyirci pasif konumda olacak ve oyundan kopacaktır böylece seyirci salondan ayrılırken bir etkinliğe katılmanın verdiği hazzı sadece yaşayacak, oyunun içinde verilmesi istenen düşünceyi gözden kaçıracaktır. Oyunda izlediği karakterle kendisini özdeşleştirip duygusallığı kapılarak oyunun içinde kaybolan seyirci düşüncesi Brecht' in tiyatrosuna doğasına aykırıdır. Çünkü amaç izleyiciyi düşünmeye sevk etmektir bu yüzden ?dördüncü duvar' kuramı yıkılır epik tiyatroda.
Epik tiyatroda seyirci sadece sahnedeki oyunu seyretmez. Seyirci izlediği oyunun sadece bir oyun olduğunu unutmadan, sahnede yaşanan olayları bir gözlemci edasıyla kendi beyninde tartarak, bir filozof gibi eleştirel bir düşünce yapısı da kazanır. Onun oluşturduğu tiyatro seyircisi her zaman dikkatlidir ve oyunun akışından kopmaz. Brecht seyirci oyunun içinde kaybolmasın diye dikkatini toplaması için bazı yöntemlere başvurur. Yabancılaştırma, tarihselleştirme, anlatıcı, müzik ve şarkı gibi.
Yazar, yabancılaşma sayesinde seyircinin karakterle bütünleşip, oyundan kopmasına engel olur. Bu şekilde görünenin ardındaki gerçeği de göstermeye çalışır. Öyle bir reji verir ki yönetmen oyuncusuna, dramatik bir sahnede kahkaha sesiyle, ya da bir müzikle, aniden oyunun anlatıcısının sahneye çıkması gibi yabancılaştırmalarla doğal olanın dışına çıkarak oyuna kendini kaptıran izleyicinin bir anda ?ne oluyor ? diye tüm algılarını açıp oyunun akışı üzerine dikkatini toplamasını sağlar. Böyleye seyirci yanlış olan davranışı doğru olandan ayırma yetisiyle karşılaşacaktır. Yabancılaştırmanın amacı seyircide anlaşılmayanı anlaşılır kılmaktır.
Tarihselleştirme ile de bugünün koşullarında kolay insanların kabul edemeyeceği davranışların bir süre sonra anlamını yitirdiğini ve kabullenilir hale geldiğini göstermeye çalışır seyirciye. Şarkı ve anlatıcı, önbilgi gibi öğelerle de izleyicinin merakını gidererek de yine izleyicinin oyunu kavramasına ve dikkatini toparlamasına yardımcı olur.
Epik tiyatroda Brecht seyircinin önüne döktüğü karakterlerin kötü yönleri olacağı gibi iyi yönleri de olacağı öyle akıllıca bir şekilde gösterir ki izleyicinin objektif olmasını anlatmaya çalışır izleyicisine. Dramatik tiyatroda ise seyirci oyuncularla bütünleşirdi duygularını ön plana aldığı için. Ama epik tiyatro tamamen dıştan bakar olaylara, seyircinin daha önce aklına gelmeyenleri düşündürmektir amacı.

Epik Tiyatro her ne kadar siyasi amaçlı bir tiyatro olsa da, Brecht direkt herhangi bir politik yaklaşımı sunmaz izleyicisine, olanı gösterir. Bir fikri dayatması söz konusu değildir. İstediği seyirciyi olayların gidişatında düşünmeye sevk etmek, karşılaşılan zorluklarda kahramanlara ihtiyaç duymadan kendi çıkar yollarını kendilerinin bulması gerektiğini anlatmaktır yapmaya çalıştığı . Ve Sesini çıkarmayan insanların başkalarının egemenlikleri altında ezilmeye mahkum olduğunu göstermeye çalışır tüm çıplaklığıyla. Yani insana ?düşün ve kendi doğrunu yarat yanlışların içinde' der. Devrimden yana olan kişiliğini yansıtabildiği bir yerdir onun için tiyatro. Gelişen teknoloji ve bilime ayak uydurarak tiyatronun da seyircileriyle beraber gelişmesi gerektiğini düşünür. Ve düşünen insan ister.

Brecht Epik Tiyatroyla, alışılanın dışında Tiyatronun halkın gündelik sorunlarına yönelerek görünenin ardındaki asıl gerçeklerin gösterilebilineceğini de dünyaya göstermiş oldu.
Artık tiyatroya gelenlerin, oyun bittiğinde salondan ayrılırken hissettikleri hazzın dışında bir de düşünecekleri yaşam sorunları vardır. Brecht bu tiyatro ile insanların duygularını şekillendirmeyi başarmıştır.

İnsanlığın bilinçlenmesi için ömrünü sanata adayan bir birey için sanat;
? Sanatlar, sanatların en büyüğü olan yaşama sanatına katkıda bulunmalıdır ve bu katkı dünyanın değiştirilmesi amacından kopuk değildir! Hedef bellidir: Burjuva dünyasının yıkılması ve sınıfsız bir dünyanın kurulması için mücadele!...'
Bertolt Brecht



19 Mart 2012
Muğla
[email protected].?~~

19 Mart 2012 5-6 dakika 11 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar