Düş Çığlığı

Düş çığlığımla uyandım kan ter içinde. Harfler dolaşıp durdu beynimin kemiğinde. Sesli harflerim terk ettiğinden beri gecemi, her şey anlamını yitirmişti. Ayet'el Kürsi okudum üç kere, avcumun terini yüzüme değdirdiğimde ürperdi şakaklarımın dipsiz kuyusunda can çekişen siluetin.





Bir bebek vardı elinde, gözleri kanlı, ellerinin derisi soyulmuş, saç diplerinden öfke fışkırıyordu saç yerine. Ben ilk kez o gece gördüm somutlaştığını soyut bilinenin. Hüzün yağmura döndü, elem koca bir dağ gibi efelendi dar geçitlerimi kapatırken. Kader geçmişimden bugünüme uzanan halat şeklinde serilmişti ayakucuma. Nice engelleri aşıp da gözleri kanlı bebeği kurtarmaya çalışsam da başaramadım yüreğini yiyen zebaniye dönüşmesini...





Uçup gittiniz sonra... Meçhul bir gezegenin yer çekimsiz yüzeyinde tepe taklak hatıralar... Yıldızsız geceler kaldı bana ha bir de gökten zembille meteorlar düştü gecelerin h a r a m yatağına. Yastık altında bekleyen hayallerim kalktı literatürden. Yıllarca damla damla akıtmıştım sel olsun diye ama vakti gelmedi... Değerini yitirince şahlandı mazinin küllenen umutlarından artakalan düşler...





Ben hep geceleri ağlarım biliyor musun? Beni tanıyanların onda dokuzu gülen yüzümü kutsayıp gamsız bilir, elemsiz, dertsiz... Acizlik adını koymuşum bir kere insan içinde ağlamanın kuşbakışı görünüşüne. Kalabalıkta yalnızlığı yaşasam da zaman zaman kendi kabuğuma çekildiğimde başlar asıl yalnızlığım. Ben hep geceleri sayıklarım biliyor musun? Neyi mi? Boş ver...





İklimsiz gelecek yarattım senli düşlerimin sensiz hududunda mayınlar döşeli... Güneşi yok, yağmuru içilmiş, karı mahkum, rüzgarı esir... Yollarım çorak... Ama biliyor musun yüreğim artık kaktüs gibi dayanıklı susuzluğa. Su serpilmemiş hüzünler depoladım, kalbimin çeperlerini surlarla döşedim. Seninle anlaşma yapmıştık, ne sen girecektin benim sınırlarıma apansızca ne de ben ölü şehrinin harabesine sokulacaktım usulca. Merak etme, o anlaşmaya sadık kalacağıma söz verdim Allah'ın huzurunda...





Hatalarının vebalini çekeceksin, bebekler saftır, günahsızdır, bembeyazdır amel defterleri... Gözü kanlı küçüğün yüreğini yiyişinin vebalini sen çekeceksin cehennem azabında. Kollarında sıkı sıkı tut onu, bırakma, iyi bak ki ardında bıraktığın üç masum çocuğa çektirdiğin zulmün çürük meyvesini, günahsız bir candan toplama...





Üvey sancılara tokum, unutma...





Kabus dolu gecelerimin baş kahramanına...

03 Nisan 2013 2-3 dakika 26 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar