Elbet Bir Gün

Elbet Bir Gün…Bu cümlenin içinde saklıdır en büyük sabır, en ağır umut. Belki bugün değil, belki yarın da değil ama bir gün, içimdeki bütün yaraların kabuk tutacağına inanıyorum. Şimdi kalbimde taşıdığım sancı, dilime düşmeyen suskunluklarım, gecelerime sığmayan düşüncelerim var. Ama biliyorum, hiçbir şey sonsuza kadar aynı kalmaz. Ne acı kalıcıdır, ne de mutluluk. Hepsi gelir ve geçer.
Elbet bir gün, sabah uyandığımda yüreğimdeki yükleri hissetmeyeceğim. Aynaya baktığımda gözlerim yabancı bakmayacak bana. Gülüşlerim sahte değil, içten olacak. Hayatıma giren fırtınalar değil, baharlar hatırlanacak. Ve ben, içimde büyüttüğüm kırgınlıkların esiri olmadan yeniden nefes alacağım.
Elbet bir gün, kırık yanlarımı toparlayacağım. Yüreğimin taşıdığı tüm ağırlıkları bir kenara bırakacağım. Yalnızlığın koynunda büyüttüğüm sessizlik, bana güç olacak. İnsan, en çok yalnız kaldığında kendini tanır, en çok sustuğunda içindeki çığlıkları duyar. İşte o gün geldiğinde, kendi sesime kulak vereceğim. Başkalarının gölgesinde değil, kendi ışığımda var olacağım.
Elbet bir gün, gidenlerin izini taşımayacağım. Ne adımları duyacağım ardımda, ne de kokuları kalacak havamda. Unutmak değil belki, ama kabullenmek öğretecek bana yeni bir yol. Kapanmamış defterler kapanacak, yarım kalmış cümleler tamamlanacak. Ve ben artık ardıma bakmayacağım.
Elbet bir gün, yeniden seveceğim belki. Belki kendimi, belki hayatı, belki bambaşka bir yüzü. Ama bu sevgi, geçmişin gölgesini taşımayacak. Daha temiz, daha saf olacak. Çünkü yıkıntıların içinden doğan kalp, artık neye tutunması gerektiğini çok iyi bilir.
Ve biliyorum, elbet bir gün, bütün bu yaşananların bana neyi öğrettiğini anlayacağım. Bugün acıtır, yakar, yorar ama yarın bana güç katar. İnsan, yaşadıklarından yeniden doğar. Ben de öyle yapacağım. Düşsem de kalkacağım, kaybolsam da bulacağım, kırıldıkça yeniden toparlanacağım. Çünkü hayat hep yeniden başlamaktan ibarettir.
Elbet bir gün, ben de yeniden başlayacağım.
Yeniden başlamaların, eskiye dairleri süpürmeleri ümidiyle...