Elveda depremler

Yıllar önce yaşandı o büyük deprem, yer gök birbirine karışıp, çığlık çığlığa koşuşan insanlarla toz bulutu olmuştu karanlıklar. Sıcak kabus gibi yakarken, ölüm kokuyordu sokaklar, hüzün çökmüş kahır okuyordu dudaklar. Çoğu yok şimdi buralarda, ya kalanlar? Öksüz çocuklar, çocuklarını yitirmiş analar. Aynı yastığa baş koymuş babalar, sevdiğini arayan yavuklular...
Onlar şimdi yaşamda, yaşam denilirse adına! Bilir misiniz o depremden sonra kaç deprem daha yaşadıklarını? Düşüncelerinde sallanırken duygularında yok olduklarını? Yarım kalan akıllarını kaç kez uçurduklarını?
Bende yıllar önce bu depremi yaşayanlardan biriyim, onca yıl geçmesine rağmen, izleri hala benliğimde, acıları yüreğimde yer ederken, için için sallanırım. Zaman zaman yaşamın anlamsızlığını sorar, yitirdiklerimi küçük kentimin köhne sokaklarında ararım, bilirim, tabiî ki gelmeyecekler...
Bu kentte kıyı ile denizin buluştuğu yere büyük bir anıt diktiler, o gün yitirdiğim sevdiklerimin, dostlarımın, arkadaşlarımın isimlerini bir bir yazdılar, ayaklarım dolaşarak giderim oraya, isimlerini okurken denizden çok ağlarım, dalgalarım kumsala değil yüreğime vurur.
Çok depremler yaşadım o deprem sonrası, komşu şehirlere kaçıp unuturum diye avuttum kendimi, gittiğim her yerde depremlere yenik düştüm, hep savrulup, hep sallandım.Yeni dostlara kucak acarken unuturum sandım, kendimi kandırdım. Onlar hep bana geldiler, bende oldular, karanlık gecelerimde binlerce yıldızı toplayıp onlara sundum, gülücüklerini yaşadım, sözcüklerini duydum, davetlerle süslerken düşlerimi, karanlığa yenilip her gün öldüm.
Ne güzel söylenir sözcükler bilir mi siniz? Boşluklarda sihirli kelimelerle oynarken nasılda alaycı olur bakışlar? 'üzme kendini yaşam devam ediyor, onlar olsaydı senin mutluluğunu, yaşama dört elle sarılmanı isterlerdi' Hayır... onlar olsaydı ben zaten mutlu olurdum, kaç kez çocuk yerine konmuşumdur? Kaç kez aldatılan sevgili olmuşumdur? Artık elime elma şekeri verilip başımın okşanmasından hoşlanmıyorum, çünkü ellerimi tutarken gözlerime bakan gözlerin silikliğini görebiliyorum, dudaklarımı ıslatan dudaklar yüreğimi serinletmiyor. Ve artık ben duygularımı karanlığa gömerek aydınlık gerçeğe gidiyorum. Elveda depremler, elveda küçük kentim.

26 Şubat 2010 2-3 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    sanırım gölcük depremi için yazdınız o günleri bende bizzat yaşadım ölümü gördüm insanlar verdim toprak altına her yer ölüm kokuyordu o gecenin karanlığında o gün bu kadar güzel özetlenir , onlar olsaydı senin mutluluğunu, yaşama dört elle sarılmanı isterlerdi' Hayır... onlar olsaydı ben zaten mutlu olurdum gerçekten herkes böyle söyler ama onlar bilmez ki yüreklerimiz nasıl yanar her gece hangi ateşin içinde sabahı buluruz hepsi karışık ve bunların üstüne hala bir hayat bağışlanıyor ve gelde yaşa diyorlar yaşamak isteriz elbette ama böyle boynu bükük yüreği kırık değil onlar keşki olsaydı ve o gün kimse ölmeseydi ama şimdi ne onlar burda nede o günler artık eski birer resim biere anı oldular çoğu kişi enkazda öldü biliğim kadarı ile onlarda şehit sayılıyor onlar ölse bile biz yaşamalıyız zor olsada en azından benim kızım benim oğlum ben ölüdm ama onlar varlığımı yaşatıyor dedirtebilmeliyiz yazını okuduğun an o günleri yeniden yaşadım tskler üstad...