En İyi Çalışanın 10 Özelliği

1- Çalışan Alınacak işe Liyakatli mi?

Liyakat nedir? Liyakat kişinin sorumluluğunu üstlendiği işe yeterli olması ve yeteneğiyle bu işe bir değer katma halidir. Bir firmanın kaybetmesinin en büyük nedenlerinden birisi liyakati terk edip işin ehli olmadığı halde yakınlarını işe almaktır.

Bir çalışan hangi departmana alınacaksa orayla ilgili birikimi, deneyimi ve işle ilgili ortaya koyduğu başarılar bilinmelidir. Bunu için cv önemli bir adımdır. İki elaman arasında seçim yapılacaksa bu seçim mutlaka cv de ortaya konulan başarılar üzerinden olmalıdır. Referans önemli olmakla birlikte referansa değer katacak husus alınacağı işle ilgili başarıları olmalıdır.

Bir tanıdığımız işe alınacaktı. O işle ilgili oldukça iyi deneyimleri vardı. Çalıştığı yerlerde birçok başarıya imza atmıştı. Ancak işe alacaklar arasında iyi bir referansı yoktu. Bunun için işe alınmadı.

İyi bir deneyim ve başarı her zaman iyi bir referanstan önde olmalıdır.

2- Çalışan Bulunacağı Departmana Neler Katabilecektir?

Liyakat beraberinde çalışılan iş yerine bir katma değer sağlayacaktır. Çünkü liyakat kısa bir zaman diliminde oluşan yetkinlik değildir. Bunun için işe alınacak çalışanla ilgili değerlendirme yapılırken ona şu sorular sorulabilir;

“Bu departmana neler katabilirsin?”

“İş yeriyle ilgili ön görülerin nelerdir?”

“Yaşadığın bir kriz yönetimi var mı?”

Aslında bu sorular çalışanın hazır cevap oluşuna, keskin zekasına, kriz yönetme gücüne işaret edeceği için onun iş yeriyle ilgili iyi bir çalışan olup olmadığının da bir göstergesi olabilir.

3- Samimi, Sadakatli ve Güvenilir mi?

En iyi elaman kim diye sorarsanız ben; “Güvenilir olandır” diye cevaplandırırım. Güvenilir olmayan birisinin en çalışan olması söz konusu değildir. Çünkü bir iş yerinde çalışandan beklenilen en büyük değer; güvenilir olmaktır.

İşe alacak kişinin en iyi elamanı seçerken onun samimi ve sadakatli olup olmadığına dikkat etmesi gerekir. Samimi olmayan birisi her zaman içten pazarlıklıdır. Gözü dışarıdadır. Onun için önemli olan sadece kendi çıkarıdır.

Samimi ve güvenilir olmayan bir çalışan şunu düşünemez; “Bir iş yeri ne kadar güçlü olursa çalışanlar da o oranda güçlü olur. Bunun için benim daha iyi çalışmam ve verimli olmam gerekir.”

Bu düşünceden uzak olan insan bencil ve egoisttir. Bencil insanlar ise işyerinin yükselmesini değil kendisinin kazancını önceler. Bu da en iyi çalışan özelliğinden çok uzak bir psikolojik durumdur.

4- Kurumsal Kimliğe Uygun mu?

Kurumsal kimlik nedir? Bir kurumun kendisini ifade ettiği biçimdir. Piyasada nasıl algılandığıyla ilgilidir. Kurumsal kimlik bir firma açısından önemlidir. İşte bu açıdan baktığımızda işe alınacak en iyi çalışanı bulmak için yapılacak şeylerden birisi de kurumsal kimliğe uygun olup olmadığıdır.

İşe alınacak kişinin vizyonunun firmanın kurumsal kimliğini karşılayıp karşılamadığı da önemlidir. Çünkü kurumsal yapıların kendisine göre misyonu, vizyonu vardır. İşe alınacak elamanların bu temel ilkelerle ilgili yetkinliğinin araştırılması önemlidir. Bunlar göz ardı edilirse işe alınacak çalışan sadece bulunduğu departmanda sıradan birisi olur. Ancak bu işleyişlerin farkında olan ve vizyonu bulunan bir çalışan firmayı daha ileriye nasıl götüreceğinin hesaplarını yapar.

İleri görüşlülüğü olmayan bir çalışan iş yerine bir katma değer sağlayamaz.

En iyi çalışan kurumun ortaya koyduğu misyon ve vizyona uygun hem fiziksel hem duygusal hem de tecrübe açısından donanımlı olmalıdır. Çünkü günümüzde insanların Nasreddin Hoca’nın dediği gibi; “Ye kürküm ye!” esprisine uygun olarak ilk etapta dış görünümüne önem vermektedirler.

İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır fikirleriyle ağırlanır birikimleriyle değer görürler.

5- Duygusal Frekans Yeterli mi?

İşe alınacak elamanın en önemli özelliklerinden birisi de duygusal frekansının yüksek olmasıdır. Bu ne demektir? İş yerinde çalışanlarla uyumlu olacak bir iletişim gücüne sahip olmasıdır.

Kendi içine kapanık, melankolik birisinin pozitif bir iletişim kurması oldukça zordur. Her şeyden etkilenen, alınan ve anlaşılmaktan kaçınan bireyin en iyi çalışan olması oldukça zordur.

Çalıştığı yerdeki arkadaşlarıyla iyi bir diyalog kuran, onları anlamaya çalışan ve pozitif enerjisiyle canlılık katan bir çalışan iş yerinin atar damarıdır. Orada sürekli bir hareketlilik, canlılık ve heyecan vardır.

Heyecan veren birliktelikler çalışanlara doping etkisi yapacaktır.

Ablam çalıştığı yerdeki bir kişinin duygusal frekansıyla ilgili şöyle çarpıcı bir paylaşımda bulunmuştu.

Bir güzellik merkezinde çalışan bayan patronun ona verdiği yetkiyle alt çalışanlarına karşı baskı uygulayıp sert bir yaklaşım sergilemektedir. Onlarla konuşurken azarlayıcı bir yaklaşım sergilemektedir. Bu ise diğer çalışanların motivasyonunu düşürerek firmaya aidiyet duygularını kaybetmelerine neden olmaktadır.

Bir çalışan çalıştığı yere karşı aidiyet duygusunu kaybederse oranın başarı için fedakarlık yapması mümkün değildir. İşte bu açıdan duygusal frekans en iyi çalışanı bulmak isteyen işverenin araması gereken önemli özelliklerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çünkü negatif enerji yayan bir kişi bile firmanın zarar etmesi için yeterli neden olabilir.

6- Özgüven Duygusu Güçlü mü?

Bir çalışanın en iyi olması onun özgüveniyle de alakalıdır. Kendisine güvenmeyen bir insanın gireceği işe güven vermesi mümkün değildir. Sürekli tedirgin olan, başarmamaktan korkan birisinin risk alması, sorun çözmesi söz konusu olamaz.

Korkak insan başarılı olamaz.

Tanıdığım bir insan vardı. Ona Atom Karınca diyordum. Çünkü kendisine güven duygusuyla öyle bir çalışmanın içine giriyordu ki en yapamaz dediğimiz işlerin üstesinden geliyordu. Bu da onun özgüven duygusunun yüksek oluşundan kaynaklanıyordu.

İnsan kendisini tanıdığı ölçüde özgüven duygusu da yükselir. Çünkü zayıf ve güçlü yönlerini bilen bir insan atacağı adımları da ona göre atar. Güçlü olduğu noktalarda risk almaktan çekinmediği gibi zayıf yönlerini güçlendirerek yine risk almaya çalışır.

Ancak özgüven duygusu tedbirsiz ve hesapsız hareket etmekle karıştırılmamalıdır.

7- İşe hakimiyeti ve Birikimi Yeterli mi?

İşe alınacak çalışanda aranması gereken bir diğer kriter ise alınacak işe hakimiyeti ve iş tecrübesidir. Bununla ilgili bir takım sorular ve sorunlarla ilgili düşüncesi alınarak konuyla ilgili birikimi gözden geçirilebilir.

Örnek verecek olursak işe bir pazarlama çalışanı almak istiyoruz. Bununla ilgili portföyünü görmek önemlidir. Nerelerde çalıştı, performansı nasıl, çalıştığı işlerden ayrılma sebepleri nelerdir? Bu sorulara bir cevap bulmadan en iyi çalışan olduğunu bilmemiz mümkün değildir.

Bununla ilgili çarpıcı bir misal verilebilir. Özgüveni yerinde olan bir çalışan işe alındıktan bir müddet sonra konuyla ilgili bir birikimi olmadığı için sadece özgüvenle aldığı karar sonucu şirketi ciddi zarara uğratabilir.

Özgüven mutlaka iş hakimiyeti ve birikimiyle desteklenmelidir.

8- İmaj Yönetimini Gerçekleştirecek kalitede mi?

İmaj nedir? Bunu kurumsal olarak ele alacağımız zaman o kurumun dış dünyada yani şirkete dışarıdan bakanlarda oluşturduğu izlenim diyebiliriz. Yani bir kurumun saygın, güvenilir, kaliteli olup olmadığını belirleyen ölçütlerdir.

Saygınlığı ve kalitesiyle öne çıkmış bir şirkete çalışan alınacaksa aranacak özelliklerden birisi de çalışanın imajıdır.

Tabi insanların dış görüntüleriyle yargılamak doğru değil ancak bu, insanın bakımsız olması anlamına da gelmemelidir.

Aslında imaj yönetimi dediğimiz şey en iyi çalışanın alınacak iş yerinin olumsuz bir imajı varsa bunu değiştirebilecek bir güçte olması önemlidir. Acun Ilıcalı bu konuda önemli bir örnektir diye düşünüyorum.

Acun Ilıcalı bir program yapıcısı olarak başladığı işinde basamakları çok hızlı bir şekilde çıktı. Peki bunun en önemli nedeni nedir?

Acun imaj yönetimini iyi bilmektedir. Satın aldığı kanal olan TV8 tanınmazken o aldıktan sonra birden bire Türkiye’nin gündemine oturdu. En çok seyredilen kanal durumuna geldi. Survivor, Master Chef gibi programlarla izleyici ekrana kilitlemeyi bildi. Bunun en önemli nedenlerinden birisi başta kanalın imaj yönetimini iyi yapmasından kaynaklanıyordu.

İşte bu ve benzer örneklerde olduğu gibi bir kuruluşun imajı onun kabul edilirliğini arttırdığı gibi kazancını da arttırmaktadır. İşe alınacak en iyi çalışanı bulmakta imaj yönetimini bilmesi bu açıdan önemli bir gerekliliktir.

İmaj yönetmesini bilmeyenler sıradan çalışan olarak sadece kurulu düzeni devam ettirmeyi başarı sayarlar. Ancak Acun örneğinde olduğu gibi imaj yönetebilenler birden bire kurumlarını dünya standardına yükseltebilir. Ve son olarak Exxen ile yine bir marka oluşturmaya çalıştığı gibi imajıyla ilgili de çalışmalar yapmaktadır.

9- Sorun Çözebilme Yeteneği Var mı?

Pratik zeka her zaman için önemlidir. Beyin fırtınası tekniğini bilen ve sorunlar karşısında bunalacağına çözüm bulan bir çalışan iyi olma özelliğini hak etmektedir. İşverenin dikkat edeceği özelliklerden birisi de çözüm yeteneğidir.

Firmalar yaşamın farklı zamanlarında bir takım krizler yaşayabilirler. İşte bu kriz zamanlarını fırsata dönüştürecek beyinler şirketin geleceği için garantör bir elçi olarak firmada yerini alır.

Sorun çözme yeteneğine sahip bir çalışan her şeyden önce sorunun nedeni üzerinde yoğunlaşarak sorunla yüzleşmesini bilir. Yüzleşemediğimiz hiçbir problemi çözemeyiz.

Firmanın zor günler geçirdiği bir zamanda kara kara düşünmek sorun çözme yeteneğine sahip çalışanın özelliği değildir. Krizin nedenleri üzerinde kafa yorarak yeni bir açılımın yollarını arar. Burada ihtiyaç, dikkat, imaj gibi hususlarla yeni bir başlangıca imza atabilir. Bu da şirketin krizden çıkması yolunda bir adımdır.

10- Takım Çalışmasına yatkın mı?

Bir insan bireysel anlamda iyi olmakla birlikte takım çalışması yapabilecek yetenekte değilse iş yerinde büyük sorunların kaynağı haline gelebilir. Nihayetinde şirketler takım halinde bir değer ifade eder. Bireysel yetenekler önelidir. Ancak takım halinde başarılı olunacak bir durumda egosunu öne çıkaran çalışan kazançtan çok zarar verebilir.

Bir futbol müsabakasında son dakikalardır. Durum beraberedir. Maçın galibiyeti şampiyonu belirleyecektir. İşte bu aşamada son dakikalarda forvet topu alıp rakip takımın ceza sahası içine girdiğinde boşa çıkan bir arkadaşını görür. Ama bütün gözlerin üzerinde olduğunu fark ederek golü kendisi atmak ve başarının kendisinin olmasını ister. Şutu kaleye atar. Arkadaşına verdiğinde gol olma ihtimali yüksekken kendisi bencil duygusuyla hareket edip kendisi atınca top kale direğini sıyırarak dışarıya gider. Ve maç kaybedilir.

Burada kaybeden sadece forvet değildir. Takım oyununu terk ettiğinde için takım kaybetmiştir. İşte takımın kaybedeceği durumlarda takım çalışmasında uzaklaşmak en iyi çalışanın özelliklerinden değildir. Belki kendisi göz önünde olmayacaktı ama takımı kazanacaktı.

İşte takım ruhuna sahip olan çalışan kendi bencil duygularından uzaklaşmasını bilendir.

Seyit Ahmet Uzun

01 Temmuz 2022 10-11 dakika 59 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar