En Kötüsü

Ben, senin için seni seven birkaç erkekten biriydim. Sen, benim için yaşadığım son aşktın.

İnanıyorum ki senden sonrada seveceğim. Ama şimdiden alacağın ah'lara hazır ol sevgili. Bende bıraktığın bu acıyla seveceğim kadınlara da senin adınla sesleneceğim.
Belki bir bardak su isterken, belki de sarılırken, sevişirken ya da 'seni seviyorum...' diye başlayıp senin adınla son bulan basit ama bir o kadar onur kırıcı cümlede ve inan kimse bana kızmayacak, herkes beni bu hale getiren kadını anacak içinde kıskançlık dolu bir öfkeyle. En kötüsü senin için yazdığım bu şarkıyı başka bir kadının gözlerinin içine bakarak söyleyeceğim.
Hatırlıyor musun? Sırf senin için almıştım o gitarı ve sırf senin gözlerine bakarak söylemek için yazmıştım bu şarkıyı. Şimdi gitarım da bana düşman. Durmadan tel koparıyor, isyan ediyor 'bunu bana yapamazsın ' diye. 'Ben senin gibi değilim bu şarkı O'nun başkasına söylemem...' diyor ve koparıyor tüm tellerini giderken söktüğün kalbim gibi.
Artık dayanacak gücüm kalmadı, gitgide üşüyorum, kalbim ağrıyor Tanrım... Böylesine soyut bir kavramın somut bir acıya dönüşmesi bu nasıl bir his. Senin adından çok onun adını anar oldum Tanrım bana yardım et.
Peki sen neler yapıyorsundur? Onlara benim adımla seslendin mi hiç? Ya da daha iyisi onlar sana başkasının adıyla seslendi mi? Arkandan beddua bile edemiyorum. Ama aklıma tek gelen bu.
Umarım onlar da sana başkalarının adlarıyla seslenir...

01 Aralık 2009 1-2 dakika 3 denemesi var.
Yorumlar