Erdem'in Eren'leri

Bizim sokağın sevimli Ümmi Ninesi yolda giderken kendi kendiyle konuşması benim gibi, yanında yürüyen mahalleliyi de tebessüm ettirmişti.

_ Yok, anam yok! Kimsede ne saygı ne dostluk ne de komşuluk kalmış. Aha iki adımlık yol, fırına gidiyon sorsana bii Ümmi Ninem ekmek lazım mı? Diye ..Alıversen ne olacak sanki bir ekmek diye. Yüksek sesle konuşması bizi utandırmıştı. Ama bilemediği bir şeye haftanın beş günü şahitlik ediyordum dükkanımın önünde..

Herkesin sıradan bir olay gibi gördüğü benim için çok özel ve değerliydi bu gördüklerim. Her defasında geçmişe yolculuk yaparım mutluluğum o gün içinde ikiye katlanır. ' O güzel gençleri görünce.'

İzmir'in Bahçeli evler semtinde kurulan ve o günden bu güne birçok öğrencisini mezun eden ''İTO Vakfı Süleyman Taştekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesin' de '' okuyan bir gurup öğrenci var ki! Görülmeye değer, imrenmemek elde değil.

Ben her öğlen istirahat zamanında yan komşum olan' İzmir spor simit sarayına ' gelişlerini seyrederim. Bu günlerde görülmesi pek ender rastlanan bu arkadaşlığın ve dostluğun çıkarsız saf hali ile örnek öğrenciler ileride benim gibi gurur duyarak anlatabilecekleri gençlik anıları hafızalarında kalacak...

Kim bilir belki ileride toplanarak bu güzel günleri yâd edecekler. Ve bu güzel günlerin onlar için neler ifade ettiğini yıllar sonra anlayacaklar..

17-18 yaşlarında son sınıf öğrencileri içlerinde 2-kız 7- erkek öğrencinin dostluğun ve arkadaşlığın tutkulu olanı yaşanıyor. Kocaman yüreklerinde..

Şimdi bu yazının bu bölümüne kadar okuduğunuzda her yerde var diyebilirsiniz. Sıradan olarak görebilirsiniz. Ama esas şimdi başlıyor bu yazıyı yazmamın ve sizlerle paylaşmamın nedeni..

Tanberk Güzel 18 yaşında doğuştan tekerlekli sandalyede hayatını devam ettirmek mecburiyetinde olan bu genç öğrencimizin yanında daire olan bu gençler. Onunla öyle özdeşleşmişlerdi ki. Okuldan çıkışlarından itibaren yan yana gelişleri ve akülü arabasını rampa olmadığı için bir kat aşağıya indirmeleri, kucaklarına alıp masalarına götürmeleri, hiç bir şey olmamış gibi çaylarını simitlerini sipariş etmeleri, neşe içinde konuşurken arada bir kahkahaları sokağın başından duyulması ne kadar güzel biliyor musunuz?

Görmenizi çok isterdim.

Şu an bakıyorum yaşamış olduğumuz topluma. Bir biriyle kavga eden, bir biriyle alay eden ve ben bilirim edasıyla kutupla şanlarla dolu. Konuşma ve dinleme kültürünü yitiren bir topluma aslında kendilerinden örnekler verdikleri halde ders almayan bireylerin kendi hayatlarına onların bakmadıkları pencereden kendilerine bir bakabilselerdi keşke?.

Neyi paylaşamıyorsunuz?
Neyin sahibisiniz?

Sizlerin baş aramadıklarınızı bakın bizler başarıyoruz?
Sizlerde yaşamış olduğunuz hayatın en büyük okul olduğunu? Yaşananlarsa bu okulda bir dersin sınavı olduğunu unutmayın ?Dediklerini duyar gibiyim..

Bizlerin başaramadıklarımızı?
Bu gençler öyle güzel başarıyorlar ki! Görmenizi isterdim...

Bu eğitimi almalarında Ailelerinden başlayarak okulda ki öğretmenlerine kadar herkesin özveride bulunarak.
Pırıl pırıl bu gençlere 'ortak yaşamanın ne kadar değerli olduğunu', 'dayanışmanın bir gün onlara da lazım olacağını' arkadaşlığın ne kadar kutsal olduğunu' Saygının ve sevginin toplum içinde kendilerine neler kazandıracağını çok güzel öğretmişler..

Hemen hemen hepimiz biliriz. Bir atasözümüz vardır!
'' Ne ekersen Onu biçersin diye. '' Bu atasözü sanki bu gençler için asırlar evvelinde söylenmiş.

Bu yazıyı okuduktan sonra ‘ Bu gençleri ‘ ola ki merak edersiniz!
Ola ki görmek istersiniz İzmir'e gelin bu gençler her şeyi hak ediyor...

Tanberk Güzel , Aynur Aksoy, Rozerin Sincan,
Furkan Çetiner,Mehmet Çiçek, Süleyman İlkhan
Vedat Sezgin, Samet Aygün...

Hepinize çok teşekkür ederim...

Mesut Turgay Kılıçoğlu
18 Mayıs 2016...İzmir de...

20 Haziran 2016 3-4 dakika 14 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar