Eza

Şu anda ne yaptığını çok merak ediyorum mesela. Halına çıplak ayakla basmayı severdin sen; yine hoşuna gidiyor mu? Güldüğünde gözlerinin içi de gülerdi, o kadar çok mu mutlusun?

Adını haykıramamak adaletsizliğinde boğuldum sevdiğim. Şu anda kiminle konuşuyorsun, şu an aklına gelebilir miyim; müsaade eder misin?

Söz veriyorum, kapıyı çekip gitmeyeceğim. Bir kez daha, son kez daha... Yeni yetme aşkların arasında kara sevdamla karaya bulandım. Kaç bin kere kendime seni sevmediğimi söyleyip sevdiğimi söylediğim zamankinden çok daha fazla sevdim bilmiyorum.

Biri vardı, mutlu biri vardı; seni hissedip Mutlu olan biri vardı. Sen gittikten sonra ben de bir daha görmedim o birini. Birdim; kendimden ayrılıp parçalara bölünüp hiç kaldım.

Felaket yokuşlarından itiliyorum kader tarafından; kabullendim işte... Ben, bir daha görürsem seni rüyalarımda; bir daha uyumamak hakkımı kullanıp aşka hep uyanık kalacağım, yeniden sevebilmek için bir gün birini...

Zehir saçıyorsun, sarmaşık güllerinin kıskanan tarafları küfürbaz hallere sokuyor bütün gülleri. Sen benim edebiyatımdın; kalemim, kâğıdım, fikir müptelalığımın beynine kan gitmesine izin verdiren son umutlarıydın. Sen benim her şeyimdin. Gülüşün kahpe ayrılık rüzgarlarının esmekten cayan sevinçleriymiş meğer.

Söz, söz diyecek kadar hatalı sevmelere gark etmez bir daha bu kalp... Şu an hissediyor musun mesela yine kalbimde bir şeylerin acılı harflere dönüştüğünü... Hissediyor musun şu an sensizliğimi? Hissetseydin hak verirdin bana; sensizlik kalbimin en buz kesen mevsimi... Hür uçan kuşlar bile dondular; senden uzakta senden bana sen miras kalırsa hiçbir şekilde pay biçmem bir başka hikayenin yalancı adamlarına.

Şu an anılarımda olmadığını fark ettim. Bir yokluk kalmış, binbir yalnızlık, bir sessizlik nefesiyle son bir sensizlik... Mutlu günlerimden geriye boşluk kalmış, kalbime dokunurken sana binbir ahlar biriktirdiğim...

Bir gün gerçekten tutacaksan bir başkasının elini gözlerimin önünde; kalbim kıskançlık demlerinde yansın diye dua edersen eğer, köz olacağın nice aşk tohumları ekilsin o zaman kalbine... Ah biriktirdim koleksiyon misali. Kutu kutu, paket paket ahlarım var sana. O felek bilmemeliydi hani? Felekten geçmişti kalbinin bana açılan yelkenleri; sen bu kadar yalancı olamazdın. Bilmemeliydi o felek... Neyse, anladın işte... Belalı kara sevda yaprakları eza çeyizimde senin için saklanıyorlar; varsın olsun, senin gelinin olmayacağım Nasıl olsa...

05 Eylül 2016 2-3 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar