fakirlik
Konusu fakirlik olan bir yazıyı ; GÖSTERİŞLİ cümleler ile SÜSLEMEK ve derin anlamlar ile ZENGİNLEŞTİRMEK bana mantıksız geliyor... Bu yüzden yalın ve az yazacağım tıpkı Necip Fazıl'ın yaptığı gibi...
Allah'ın on pulunu bekleyen on kul
Birine tam dokuz , dokuzuna bir pul
Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa
Yaşasın kefenimin kefili karaborsa...
NFK
Tüm edebi sanatlardan , estetik kaygısından vs yoksun bir dörtlük... Zaten fakirlik yoksun olmaktır. Bu yönüyle Necip Fazıl ; Yılmaz Erdoğan'ın deyimiyle "Önermesi olan" bir dörtlük veriyor bize... İşte Necip Fazıl'ı üstat yapan da bu : neyi nasıl söyleyeceğini bilmesi...
İyimser olduğum zamanlarda fakir insanların en şanslı insanlar olduklarını düşünmüşümdür... Onlar yaşamın ve nimetlerinin farkında olan , değerini bilen insanlardır... Buna katılmıyorsanız lütfen şu soruma cevap verin ; Hangisi sizin için daha çok şey ifade eder ? Her gün yediğiniz et mi ? Yoksa sofranıza kurbandan kurbana gelen et mi ? Hayatı tam anlamıyla yaşamak her kula nasip olmaz.. Bu çok büyük bir ayrıcalıktır...
Biz fakiriz güzel kız ;
Gecelerimiz bile kısa...
Bu yüzden dört nala sevişmeliyiz ,
Yaklaşan sabahların inadına...
Çocukluğumuz da fakirliğin bir ayıp olmadığı öğretildi hepimize... Oysa ben büyüdüğümde bunun çok ama çok büyük bir ayıp olduğunu , İnsanın yerin dibine girmesi için yeterli olduğuna kanaat getirdim... Bir yanda yakacakları olmadığı için kışın ortasında ailesi ile soğuktan titreyen bir çocuk ... Hastalanırsa sigortası olmadığı için hastaneye gidemeyecek olan bir çocuk... Öbür yanda ayrıldığı sevgilisi ile birleşmek için ona Ferrari hediye eden genç bir iş adamı.. Bu çok büyük bir ayıp... Peki bu ayıptan utanan kim ? üşüyen çocuk... Aziz Nesin'in " Küçüklüğümde fakirliğimden utanırdım , büyüdüğüm de asıl utanması gerekenlerin ; bu kadar fakirin yaşadığı bir yerde , zenginler olması gerektiği anladım " demesi gibi bir şey bu... O çocukta ileride utandığı için pişman olacak...
İslam Devletinin ekonomik sıkıntılar ile boğuştuğu bir dönemde Halife Hz. Ömer hırsızlık yapanların ellerinin kesilerek cezalandırılmalarını şu sözüyle engellemiştir : " Karnını doyuramadığımız adama hırsızlık yapıyor diye ceza veremeyiz" Gördüğünüz gibi ; gerçek adalet her şeyin yolunda olduğu zamanda değil ; en zor anlarda belli olur... Bu bana oğlunun israfından rahatsız bir babanın fakir insanları görmesi için oğlunu gecekondu mahallesine götürmesini anlatan o hikayeyi anımsatıyor... çocuk dönüş yolunda babasına ; bizim bir köpeğimiz var , onların üç ; bizim bahçede bir havuzumuz var , onların sonu olmayan dereleri ; bizim birkaç halımız var ; onların göz alabildiğine yemyeşil çimenleri ... baba bana ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için sana teşekkür ederim , bundan sonra harcamalarıma daha çok dikkat edeceğim...
Fakirlik ; inadına yaşamaktır... inat karşı çıkmak. Fakir insanların mücadeleci olmalarını şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur... Fakir değilseniz utanmalısınız ... bir hayatı gerçekten yaşadım diyebilmeniz için fakir olmalısınız... Başta da yazdığım gibi Fakirlik ayrıcalıktır... Hemde adil bir ayrıcalık... Cevap verin hangi ayrıcalıktan bu kadar çok kişi yararlanabiliyor... bu yönüyle çok adil... bu yazıyı devam ettirmek geçiyor içimden ama girişte verdiğim kısa ve sade yazacağım sözüne şimdiden ihanet ettim... ve mütevazi olmak en büyük erdemdir...
Unutmayın Mevlana'nın hocası Şems-i Tebrizi'nin Konya'daki türbesi Mevlana'nın türbesine göre çok daha küçük ve sadedir... ve daha zor bulunur...