Farklılık

İnsan denen varlık duygu, düşünce ve inanç üçgeninden kuvvet alıp, sağlıklı ve kaliteli yaşamını oluşturması, bu üçgen üzerine inşaa edilmesiyle oluşur.
Aynı zamanda sosyallik dokusu üzerine motiflenen yapısıylada yalnız yaşaması,mutlu olması mümkün olmayan bir özelliktedir.
Gerek ailede, gerek toplumda insanı insan yapan bu özellikler çevresiyle uyumunu,ritmini oluşturur.Çatışme denen sosyal olgu bu duygu, düşünce ve inancın yeterince ortak bağ kuramayıp,hatta sürtüşme noktasına gelerek filizlenip,yeşermesiyle yön bulur.insana ait olan saygı niteliğide burada anlam kazanıp,ya çatışma ortadan kaldırılır yada hayatın kalitesi en düşük seviyesine iner.
Her FARKLILIK saygıya layıkmıdır?onu da sorgulamak lazım.Ki eğer layıksa doğrunun, iyinin kıymetinin ne önemi kalır?
Bilimsel kriterler doğrultusunda müzik ve kişisel beğeni olan zevk dahi artık sorgulanmayı hak ediyorsa farklılık elbette yargılanmalıdır.
Kalıtım,kültür,çevre ve alınan eğitim farklılığa yön veren kriterler olduğuna göre herşeyi doğal ahengine bırakmak biraz tembellik sayılmalıdır.
Her canlı kendi türüyle ilişkide ve doğal olarak ilişkilerinde uyum ve uyumsuzluğuyla şekil oluşturmaktadır.Yan başlık açıldığında ise ''kendi gilbilerle'' daha bir yakınlık atmosferindedir.Aynı emelleri,ülküleri,amaçları ,hedefleri, zevkleri olanlar arasındaki bağ hem saygı ve sevgiye dayalıdır yani mutlu ve sağlıklıdır;aksi durum ise ya zoraki saygıdır yada ilişkilerin ikiyüzlülüğüyle doğru orantılıdr.
İnsanın başına gelecek en büyük cezlardan biri ve onun kendisini aşmasında tramblen görevi yapan maneviyatda onaylanmayan, saygı duyulmayan birliktelikleri yaşaması zorunda kalmasıdır.Tahammülsüzlüğün doruklarında yaşarken baş eğmek......Tarifi mümkün olmayan yaradır ve yaranın tedaviside kendi grubuna dahiliyettir.
Nasıl ki insan ve hayvan ortak dili paylaşamazsa, farklı sınıflarda asla o dili konuşamaz ve anlaşamaz.Anlaşamayan gruplarda ise hayat tam bir işkencedir.

07 Nisan 2009 1-2 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar