Fişini Çeksinler mi

Gözleri kara üzüm,ağzı,burnu yüzü gelincik tarlasıydı on dört yaşındaki güzeller güzeli ablamın..Ailemin uygun gördüğü Adanalı bir polisle evlendirilmişti.Görev zorunluğu yüzünden Amasya'ya yerleşen ablam bir türlü uyum sağlayamıyordu evliliğe.Biraz da eşinden çekindiği için eli ayağı birbirine giriyor,çırpındıkça batıyordu adeta.Her akşam eşinden çocuklar gibi azar işitiyor,zaman zaman tehditler alıyordu.

Bu durumdan haberdar olan annem hiç zaman kaybetmeden beni de alıp Amasya'ya götürdü..Ablam bizi görünce çocuklar gibi sevindi.(çünkü hala çocuk sayılırdı).Hoplayıp zıpladıkça eniştemin ruh hali değişiyordu.Oysa boyuna posuna yüzüne bakınca aynı Ersan Erdura kadar yakışıklıydı.Yeşil gözleri beyaz berrak yüzü,sıralı düzgün dişleriyle,ablamın aşık olacağı bir tipteydi.Ablamın oturduğu evin yakınlarındaki komşularının elma bahçeleri vardı.Hatta ailece elma şekeri yapıp satıyorlardı.Bir gün o evin kücük kızyla tanışıp arkadaş olduk.Arkadaşım bana her gün elma şekeri veriyordu.O kadar seviniyordum ki ordan hiç gitmek istemiyordum.Bir gün akşam vakti eniştemin resmi kıyafetleriyle eve geldiğini gördüm.Elimde elma şekerini hem yalıyor,hem çoşkulu adımlarla bende eve girmeye hazırlanıyordum.Annem pazara gitmişti,ablam evde yalnızdı,onların odalarının camına doğru yaklaştığımda eniştem üzerindeki silahı ablama doğrultmuş onu korkutuyordu.Yemek yapamadığını,hala çocuk gibi davrandığını söylüyor onu azarlıyordu.Sessiz adınmlarla içeri girdim.Enişteme doğru yaklaşıp elimdeki elma şekerini uzattım.

_Elma şekeri, senin olsun ablamı bana ver dedim. Eniştem neye uğradığını şaşırmıştı,o an ablamı salıverdi.Annem pazardan döndüğünde ona bundan hiç bahsetmedik.Ertesi gün eniştem ablam ve ben Amasya da faytonla gezintiye çıktık.Hava biraz serindi.Arabadan inerken rüzgardan ablamın etekleri havalandı.Eniştem o an kızgınlığını gizlemeye çalışsa da ben hemen fark etmiştim.Akşam eve geldiğimizde ablamla odalarına çekilmişlerdi,lakin ablamın acı sesleri odalarda çınlıyordu.Ablamın başını duvara vururken annemle ben içeri zor yetişmiştik.

Sabahı zor bekledik,eniştem göreve gidince, annem ablamın ve benim kolumdan tuttuğu gibi bizi İstanbul'a getirmişti.Eniştem ablamı almaya geldiğinde,ablamın hamile olduğunu öğrendik lakin ablam çocuğu istemiyordu.Aradan zaman geçtikten sonra ablam çocuğu erken ve ölü dünyaya getirdi.Bu evlilik ablama büyük bir tecrübe kazandırmıştı.Ablam artık eniştemden boşanmıştı.Yan bahçesi bize oldukça yakın olan komşumuzun oğluna aşık olduğunu,ablam onunla evlendikten sonra anlamıştık.Ablam artık büyümüş olgunlaşmış,hem de iki çocuk annesi olmuştu.Çocuklarını herkes çok seviyordu.Eniştem soylu ve varlıklı bir ailenn oğluydu.Ablama karşı oldukça kibar ve anlayışlı davranıyordu.Ablama en pahalı ve en şık kıyafetleri alıyor, onu yemeklere götürüyor,ablamı rüyalardaki prensesler gibi yaşatıyordu.Bu durumdan herkes çok hoşnuttu.Hatta diğer ablamlar ablamın elbiselerini çok beğendiğinde,üzerinden çıkarıp veriyor kardeşlerini mutlu ediyordu..

Lakin bu rüyada uzun sürmedi,eniştemin işleri bozuldu.Neye elini atsa kuruyordu.
Ah babam!Yine hızır gibi yetişti ve toparlamaya başlamıştı onları,lakin eniştem işi boşlamış rahatlığa alışmış,salıvermişti kendini.Ablam'ın girip çalışmadığı iş kalmamıştı.Gaz yağını bitirmemek için gaz sobasını soğuk günlerde yakmayıp çocuklarıyla titrediğini,azar azar yemeklerin çocuklarına yetmediğinde,çocuklarla babamın evine geldiklerini, çok iyi hatırlarım.Canım babam ne çok derde derman,ne çok acıya ilaç oldun sen.

Yıllar ablamı oldukça yıpratmıştı, değil giyinip süslenmek,aynaya bakacak hali bile yoktu.Ablamın bu hallerini bahane eden,yakışıklı ve bakımlı eniştem, Bodrumda bir otelde işe başlamıştı. Belli zaman sonra bu fırsatı başka türlü değerlendirip,ablama yüklü bir hayat faturası daha bıraktı.

Gidiş o gidiş.

Artık ablam çocukları ve ailesiyle ayakta durmak için yıllarca kaderiyle mücadele etti.Hayata karşı direndikçe katılaştı.Artık kimseye inanmıyor ve acımıyordu.Kendine bile.

Şimdi mi....

Hayatın ona ağır yüklü ödettiği faturalar yetmezmiş gibi şu an makinalara bağlı,ölüm kalım savaşı veriyor.Ne canını teslim edip,ebedi aleme göç ediyor, ne de iyileşip bu dünyaya dönebiliyor.Bedeni bir kıskaçta takılı,ne ruhunu teslim edecek gücü,ne de yaşama dönecek cesareti var.Ablam soldukça,azap çiçekleri açıyor sanki yanında.

Fişini çekmeye kıyamıyoruz,lakin böyle ızdırap içinde yaşamasına gönlümüz razı değil..Canı çekilince ödenecek mi hayata bedeli.Can içinde lakin aynı bir ölü gibi...

Şimdi o kapalı gözlerini aç ve beni duy ablam.Fişini çeksinler mi?Eğer çeksinler dersen gözlerini bir kere,çekmesinler dersen gözlerini iki kere kırp...

Enişteme gelince,yılların eskitemediği tek şey olan sevgisine tutunup, ablam için yanında dualar ediyor..

Allahım ablam için sana dualar göndereyim,ablamı bana geri ver...

16 Ağustos 2012 4-5 dakika 74 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (4)
  • 11 yıl önce

    En değerlilerimiz hayatın çarkı arasında sıkışıp kalabiliyor.Bazen hiç bir şey göründüğü gibi olmayabiliyor,kimler ne yaşıyor bilemiyoruz.Çok etkiledi hayat öyküsü 🙂

    Hani derler ya tahtını yapıyorum ama bahtını yapamıyorum tam ona uygun bir yaşam...

    Sevgili Sevtap ne zor bir karar değil mi?

    Şöyle diyeyim eğer o yatan bensem fişimi çekin derim yok çok sevdiğim birisiyse kesinlikle çekin fişi demem ne kadar çok görürsem,elini tutarsam yeter bana...

    Allah yardımcınız olsun...

  • 11 yıl önce

    Hayat hikayeleri ve hayatın gerçekleri.

    Bakınız o yaşta evlendirilen kızların kaderine.

    O çocuk daha...

    Nerden nereye geliyor hayat ve şu anda ne halde ablanız.

    Allah yardımcısı olsun demekten başka bir şey gelmiyor elden.

    Sabır Sevtap hanım, sabır diliyorum sadece...

  • 11 yıl önce

    Hayatın acı gerçekleri ve cidden hazin bir durum. Uzaktan davulun sesi hoş gelir yabancılara ama aynı durum hepimizin başına da gelebilir ve işte o zaman karar vermek çok zor. Allah yardımcınız olsun demekten ve dua etmekten başka da elden bir şey gelmez. Hüzünlü ve ibretlik bir yazı...😅

  • 11 yıl önce

    Naif yüreğinize ve o yürekten dökülen sesinize,ilginize çok teşekkür ederim,dostça kalın,kendinize iyi bakın şair dostlarım...