Geçmişin Günlüğü Geleceğin Anıları
Gün gelir geçmişin günlüğünü yazmaya çalışsam hatıra demem ki hala içimde yaşıyorsam .Ne zaman elime kalemi alsam anılar hayallerimle kucaklaşır, ben kendimi anlatamam.
Ustam ben yazmayı çok olmuştu bırakalı ,hep yakalandım birilerinden saklamaya çalışırken hislerimi .
İlk aşkım günlüğümden okunduğunda en sıcak memleketin yazını üşüyerek geçirmek zorunda kaldım.Sonrasında ise beni yazmaya küstüren ,imgelerin arkasına saklanmayı öğreten kıskanç sevgilinin yırtığı sayfalar.Bundandır belki tüm imla klavuzunu beyimden silmem ,noktalama işaretlerini hiçe saymam.Oysa nasıl da ihtiyacım var apaçık anlatmaya ve doğru anlaşılmaya çünkü alışık değilim kalb diliyle konuşanlara .İmgelerin okyanusunda yüzerken önce kuş dilini öğrendim sonrası zaten göz ve kalb arasında gelip giden fısıltılar aman kimse duymasın sanrılarıyla konuştum hep ben .Şimdi sanmayın bundan şikayetim var o kadar masalsı bir dünya ki bu hayali gerçekmiş gibi yaşamamızı sağlayan hani nerdeyse kendimi insan sanacağım kelebekler dünyasında.Aynı zaman da o kadar ihtiyacım var ki gerçek varlığıma. Ben seçim yapamıyorum hayal ile gerçek çocuğum arasında ; hoş yapmak istesem de, aklımı kullansam da, zorlasam da azık olmak için ısıya dokunulmaya ihtiyacı var gerçeğimin.Keşke gel dediğim de gelse gerçeğim ve gittiğinde hayalim gene bana kalsa.
Ustam bu akıl oyunları sürer gider. Ben ise gerçeğimi görmek istiyorum; merak etmeyin mümkün olmazsa onun olmadığı yerde hayal var.Zamana direncim kendini ispatlamış olmalı diyorum yinede vazgeçer miyim diye sorgulanıyorum.
Demiştim size ne zaman anılardan bahsetmek istesem hayalim beni kucaklar .Mesela şu an çalmakta olan şarkı var ya nasıl da insanı yaralar . Bu şarkı belki kendimize içgörü, belki geleceğe öngörü olur . Gözümüzün nemi düşmesin geceye, ıslak ıslak bakmayalım hayata , anlatırsak derdimizi belki feleğin çemberine çokmak sokarız . Bu geçmiş günlüğünü yazmak ise bir sonraki sefere kaldı . Umarım o zaman noktalama işaretlerini daha doğru kullanırım . Hoşçakalalım.