Geller ve Gitler..(Gelgitler)

Sevgimizle korkuttuğumuz, sevgisizliğimizle öldürdüğümüz hayatlarımızı süsleyen gel-gitler!..Ne konukluk bildiler..ne de insaflıca gittiler..Kah aşkın yarlarında, kah sevgilinin umursamazlığında gelip gittiler..gidip geldiler..

Gel- git dedik adına bu halin..anlamaya çalışmadık lakin..sahipleri inlerken bir köşe başında, kimsesizlik eşlik etti, gelgitlerle örülmüş ağlarına..Samimi bir kelime yeterdi oysa onları anlamaya..BİR TEBESSÜM.. A'HLARINI DAĞITMAYA, SİSLENMİŞ BULUTLAR MİSALİ..

Herkes kendi kalbini imar etmenin telaşında yitirdi ötekini..Öteki deyip, dinlemediği, anlamak istemediği, asıl benliğini...Onu insan yapan değerlerini..

Hep kaçana düzerken mısraları, unuttu hep yanında olanları..Herkese derdini anlatamamaktan yakındı..Oysa bir kere dinlemedi ..Şöyle kalkmadı derinden..silkelenip, yıllardır çöreklendiği yerinden..Küflenmiş anılarıyla, nemli gözlerinde sakladı hüznünü..Sandı anlatmazsa kimse görmeyecek yüzünü..anlamayacak, onu yola düşüren sürgünlüğünü..Yarım kalmış hayatlar gibi, yarıda kesilmiş sözlerle, götürdü yılmadan yükünü..

Ama gururu ağırlaştırmamış mıydı, nicedir öksüzlüğünü?..Sevgi ararken, düştüğü dipsizliğini..Söylenmemiş her sözün ağırlığıyla ezildi, içinden..Kurtulmak istedikçe hep merhamet denizinden..Acımak değildi, oysa harcımız..Biraz sevgi, biraz paylaşım olmalıydı aşımız..Acırsa ezeli olan acımalı..Bizler sadece anlamaya çalışmalı..

İnsaf beklerken, insafsızlığına kurban gittiğimiz, yitik sevdalarımızla, bir köşe başında ansızın sobelenmekti hayat..Biz bu oyunu daha önce de oynamıştık..ama hiç darılmamıştık sobeleyene..hiç alınmamıştık daha önce..Niye bu suskunluk öyleyse?..Bu oyunu kim öğretti bize?..Kurallarını kim koydu şimdi, kendince?..

OYUN İÇİNDE OYUNCAK HAYATLARDIK HEPİMİZ..bir güzel oyuncak için yıllarca bekledik..Şimdi ne verdiler peki elimize?..Kırık kalplerden bir düzine..yanında küslükler, eşantiyon..Bir selamı çok gördüler bize..Gel-git! deyip, mahkum etttiler bizi bize..

22 Kasım 2010 1-2 dakika 243 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    'Herkes kendi kalbini imar etmenin telaşında yitirdi ötekini'....'Kaçana mısralar düzerken yanındakini unuttu'... Her unuttuğu büyük terkedişlerinde aslında insan bir bakıma bütün yaşama yeteneklerini yitirip diri diri gömüldüğünün başına gene kendi örenlerini gardiyan ediyordu. Yoksa her gel gitinde yaşamdan daha bir elde avuçta kalanlarını büyük gürültülerle sürükleyip götüren dayanılmasız şeylere sanki ölü gibi suslarla bakışmak..nerden icat olacaktı ki... Konunun daha kapsayan tarafını seb yazmışsın zaten sevgili Meryem. Hem de çok güzel yazmışsın. Nice devamı dileklerimle.