Genç olmak ister miyim?

Önce yanıt vereyim: ' Hayır, istemem.'

Neden?

Gençlerin işi çok zor. Öyle bir zamanda yaşıyorlar ki; mükemmel olmaları yetmiyor. Olağanüstü olmak zorundalar. Torunum on yedi aylık. Bana göre hala bebek. Ama değil / miş. Akranı olan bebeğe ailesi İngilizce dersi aldırıyormuş! Evet, yalnış duymadınız. On yedi aylık bebek İngilizce dersi alıyor. Haftada dört gün 1'er saatlik İngilizce dersi. Duyduğumda; ' Yok artık! ' dedim ama varmış artık. İlerleyen zamanlarda eğitimi nasıl yön alacak, İngilizceye neler eklenecek? Bilemiyorum. Bilmek, düşünmek istemiyorum.

Ben, lise mezunuyum. Devlet memuru olabildim, zamanında. Kolej mezunu olduğum için, İngilizcemden dolayı, özel bir organizasyonda görevlendirilmiştim. Değerliydik yani, o zamanlar. Şimdi? İngilizceyi zaten bileceksin. Kaçarın yok. Artı puan da değil. ' Başka? ' diye soruyorlar. ' Bir üniversite mezunu musun? ' ' Aaaaaa! İnanmıyorum. Yetmezzzzz.'

Eğitimi geçelim. Gelelim modernleşmenin getirdiği imkânlara.

Cep telefonu:

Sabah alış verişe çıkmıştım. ' Hadi şöyle sahilden yürüyeyim ' dedim. İzmirliler bilirler; Mustafa Kemal Sahil Bulvarında araç parkına ayrılan, geniş bir bölüm vardır. Oradan yürüyorum. Her on arabada bir, bir genç. Elinde cep telefonu. Hep tepiniyor, hem kavga ediyor. Telefonda sorun çözmeye çalışıyor.

Biz ne yapardık? Telefon evde ve salonun göbeğindeydi. Tek konuşma şansın, eğer becerebilirsen, herkes yattıktan sonra aramaktı. Ki; bu da çok mümkün olmazdı. Sabaha kadar tırnaklarını kemirir dururdun. ' Yarın olsa da konuşsam ya da kavga etsem ' diye. Sabaha kadar şişinir dururduk.

İnternet:

Eskiden, ortak gidilen cafeler vardı. Ayrıldığında, bir daha o cafeye gitmezdin; olur, biterdi. Aynı mekânlarda görünmezdin. Aynı yolları kullanmazdın. Ortak arkadaşlarınla, görüşmezdin. Olay biter, giderdi. Bir, iki kişi laf getirir, götürürdü. ' A yeter, bitti. ' derdin. Biterdi. Bir daha da karşılaşmazdın.

Şimdi; msn i açıyor, karşısında. Ya da o saatte illa ki orada olduğunu biliyor ama yok. Ne demek bu? Engellemiş! Üye oldukları siteye giriyorlar. Online üyelere bakıyor. Orada." Facebook'a gireyim. Azıcık gırgır yaparım " diyor. Anında bir mesaj: Falan filan Farmville de bilmem ne buldu. Orada yani. Aynı anda aynı yerdeler. Biliyorlar. Ama ne yazan var ne de çizen. Şeytan azapta gerek gibi bir şey.

Sevgiler de şekil değiştirdi. ' Bana günaydın demedin.' ' İyi geceler demedin.' ' Nerdesin? Orada olduğunu ben neden bilmiyorum?' ' Aramadın / mesaj atmadın /yazmadın / çizmedin / vs '

Ankesörlü telefonlar çıktığında nasıl da sevinmiştik? Bir kart alıp konuşabilmek. Mucize gibiydi.

Haydi, bir daha soralım mı?

' Şimdi genç olmak ister miydin? '

' Hayırrrrrrrrrrrrrrrrr...'

18 Mayıs 2010 2-3 dakika 42 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    baana sorarsan bende asla olmak istemem

    çünkü zar zor bu yaşa geldik birda silbaş baştan başlamak

    offf düşünmek bile istemiyorum :-))

    harikaydı

    tebrikler eser