Gençlik ve Yaşlılık Üzerine

Yaşlılık kapımı çaldın ancak ,gençliğim senden önce gelmişti bile ...ben fotoğraflarımı hep onunla çekirdim,sen neredeydin ?
'Nerede kaldın ah ! çocukluğum'demek de bize yakışmıyor elbet...Neden mi ? çünkü gençliğimi şu fotoğrafa sığdırdım ve hiçbir yere gidemiyor...

Biliyorum düşüncelerim yaşlanmadı ,onlar daha taptaze,yepyeni...İnsan düşünceleri kadar yeni,düşünceleri kadar genç...
Bir düşünür diyor ki;
'Gençlik bir sevgili, beni bıraktı başkasına gitti...'
Gençliğim benden mevsimler gibi geçip gittin ancak biliyorum tekrar dönüp bana geleceğini; bak gene yaz geldi...
Ben değil mi ki çocukluğumu hapsettim bir fotoğrafa,gençlik ve orta yaşlılığım da fotoğraflarda...
'Unutma unutulanlar unutanları asla unutmazlar'diye bir söz de yazardık hatıra defterlerine...Kim bizi unutursa biz onu unutmayalım Bir düşünelim:
Bunun ne yararı olabilir ?Bizi unutana kendimizi hatırlatmak ve böylece baki kalmak mümkün olabilir /mi ? Belki...
Günümüzün en önemli unutkanlıklarından biri kalabalık içinde unutulmak..Ancak en ince ruhlu insanlar bu duruma engel olabiliyor...Hey Allah'ım ne büyüksün !
Unutulmak: Oysa bu dünyadan,gelecekten neler beklemiştik ,neler ummuştuk ?
Bir düşünürün dediği gibi:
'Bekliyorsa beklenen beklemek güzeldir,özlüyorsa özlenen özlemek güzeldir'
Ve son olarak;Şair Behramoğlu'nun dizelerine göre 'hayat sunulmuş bir armağandır bize'bu dizeleri de anımsatarak yazanları bir kez daha hatırlamak,anmak ne güzel ...
Bir gün zaten yok olacağımızı bilerek,düşünerek,göze alarak yaşamak,hayata katkıda bulunmak belki de en iyisi...ve unutulmaması gereken bir husus da iyilik yapmak...
Meşhur bir anekdot vardır burada kısaca değinmek istiyorum:
Çocuğun biri hep yaramazlık yapar babasını üzermiş babası da bu duruma üzülerek bir tahtaya çivi çakar yaramazlıklarını böylelikle belirlermiş...Çocuk bir gün bu tahtayı görüp babasına ne olduğunu sorunca babası çocuğun her yaptığı kötülüğü burada çivilerin temsil ettiğini belirtmiş. Çocuk çok üzülmüş bu duruma ve babasına bundan sonra hep iyilik yapacağını belirtmiş,babası da ancak çivileri bu şekilde sökerim demiş...Çocuk o günden sonra çok uslu,yardımsever ,iyilik yapan biri olup çıkmış..Babası da her gün tahtadan bir çiviyi sökmüş... Çocuk gururlanarak babasına artık tahtada hiç çivi kalmadığını belirtince babası 'bak oğlum çiviler bitti ancak izleri hâlâ duruyor 'demiş.
Tüm bu anekdotu yine bir başka sözle toparlamak gerekirse 'Dal rüzgârı affetmiştir ama kırılmıştır bir kere!" Ne gençliğimizde ne de yaşlılığımızda böylesi kalıcı hatalar yapmamak dileğiyle...
Tüm okuyucularıma selam ve hürmetlerimle!...

29.07.2013

30 Temmuz 2013 2-3 dakika 42 denemesi var.
Yorumlar