Geri getiremediğim yıllar

İnsan oğlu bir şeyin kıymetini elindeyken bilemez yada doyasıya bunu değerlendiremez. Hele manevi duygular parayla satın alınamaz. Konu babamla ilgili, babamı 1995 yılının sıcak temmuz ayında kaybettim. Her zamanki gibi işten eve 21.00 sıraları döndüm. Yemek yedikten sonra bitişik dairedeki babamlara geçtim. Babamda ogün erken kalkmış annemi doktara getirmişti, saat 22.00 sıraları geldi. Yemek yerken gün içinde yaptıklarını anlatıyordu, ben,annem,eşim ve kardeşim balkonda otuyorduk. Kardeşim grip olduğundan dolayı içerdeydi. Babam hastaneye gidişini geldikten sonra merdiven demirlerini boyadığını anlattı. Sonra mahalledeki kapı komşumuz amcanın memleketine taşınmasından dolayı üzüntüsünü anlattı.Gidipte dönmemek var, bir daha görüşebilirmiyiz diye iç geçirdi. Konuşmaya öyle daldiki vakit ilerliyordu. Hadi dondurma yemeye gidelim diye teklif etti, bizde saat 23.00 bu saatte olmaz geç dedik. O da bu ikinci oldu şansınızı kaybettiniz diye söyledi. İçeri geçtik eşim göz işareti yaparak vakit geç oldu, annemler erken kalktı eve geçelim dedi. Müsade istedik eve geçtik. Evden dış kapının açılma sesini duydum bakınca babam kardeşim için yoğurt almış bakkaldın iyi gelir diye. Saatte 23.45 sıraları iyi geceler dileyip her zamanki saatlerde yattım. Yarım saat olmuş veya o sıralardı. Kapımız hızlı hızla vurulmaya başlandı. Kapıyı açınca annem babana bir şey oldu diye feryat etmeye başlamıştı, koşarcasına yanına vardığımda, babam kötü durumdaydı. Sokağa merdivenleri çifter çifter inerek kendimi dışarıya attım. Gökyüzü sanki üzerimize çökmüştü nasıl bağırdığımı bilemiyorum. Komşunun kapısını vurarak, babamın durumunu anlatıp arabasıyla hastaneye götürmek için yola çıktık. Babamın başı kucağımdaydı, hiç hayat belirtisi yoktu. Yollar bitmek bilmiyordu. Hastaneye varınca sedyeye koyup nöbetçi doktaru çağırttık, odaya aldı. Siz dışarda kalın dedi,kalbine elektro şok uyguladı .Sonuç ........ Hastane üzerime yıkıldı. Elimizden bir şey gelmiyor. Hiç aklımıza gelmeyen başımıza gelmişti. Babam hafif rahatsızlık geçirmişti, kendine dikkat et dediğimizde gülerdi, siz işinize bakın derdi. Şimdi dağ gibi babam gitmişti, fakat elimizden bir şey gelmiyor, babamı hayata bağlayamamıştık. Hastahanede bırakıp eve dönmek te varmış kaderimizde. Ben şimdi evdekinlere ne diyecektim, benden cevap bekliyorlardı. O düşünceyle bellir bir süre sonra evin yolunu tuttum. Eve varınca hemen anladılar,feryatlar, ağlamalar,bağrışmalar mahalleyi sardı. Bir laf vardır, Ateş düştüğü yeri yakar çok doğru, şimdi ateş bizim evde yanmaktaydı. Kardeşlerim eve doldu. Sonrası .... sonrası malüm. Giden geri gelmiyor. Hala o günler aklımdan çıkmaz, babam içerimde bir yara gibi kanar. Biz babamla arkadaş gibi olamadık, arada hep bir sınır vardı. Babam bizi içten severdi, hep ciddiydi, ara sıra gülerdi. Dedem onlar aşırı disiplin ile büyüttüğünden babamdada az da olsa etkisi vardı.Fakat bizi belli etmesede bizi severdi. Şimdi o hep aklımda hiç çıkmıyorki. Bende baba oldum ama hala baba özlemi çeken bir çocuğum. O kayıp yıllar bir geri gelse. Babama doya doya sarılsam , çok zor. Bizde sıramızı bekliyoruz.Burda olmasada orda buluşacağız. Allahım yattığı yerde utandırmasın.Seni seviyoruz Baba........


Seni Özledim Baba

Yıllar geçtikçe özlemin artıyor,
Senin değerini daha iyi anlıyorum baba.
Gün geçtikçe hasretin tüm benliğimi sarıyor,
Seni unutmak ne mümkün baba.
Evimizin direği, gözümüzün bebeği,
Ne kadar çok isterim seni tekrar görmeyi.
Tekrarı olsa o eski günlere dönmeyi,
Seni çok , çok seviyorum baba.
İnsan kaybedince değerini daha iyi anlıyor,
İnan onsuz insanın bir yanı tutmuyor,
Ne arayanı nede soranı olmuyor,
Senin hasretin bitmiyor Baba...


Necdet Elönü

08 Ocak 2009 3-4 dakika 6 denemesi var.
Yorumlar