Gitar

...aylardan kasım,yoksa her ayın bir özelliği, insana yüklediği bir yük mü var dedi,nedendir kasvetli geçiyor günler yağışlı yağışsız kararsız bir gökyüzü ve insanı huzursuz eden bir karanlık,herkes için de böyle mi yoksa kendisine mi öyle geliyordu bunu hiç tartışmadı kimseye de soramadı,hava yine karanlık dedi insanın ruhunu karartıyor hem üstelik yersizce huysuzlaştırıyordu , yüzeysel geçici bir bunalım olmalı benimkisi dedi,bir yandan sessiz içinden konuşurken bir yandan da ağır ağır giyiniyordu, bugün okulda sahne alacak gitarı ile koro eşliğinde şarkı söyleyecekti,ne kadar sakin olmaya çalışsa da ruhundaki gel-gitleri bastıramıyor sık sık aynaya bakıyor yüzündeki heyecan veya panik hali mi var onu yakalamaya çalışıyordu oysa gitarına ve kendisine çok güveniyor ,hatta kendisini soğukkanlı ve gayet sakin görüyordu ,çok kimsenin iki ayağını bir pabuca koyacağı heyecan anlarında bile bu özelliğini hep korudu, neticede bir öğrenci olarak 24 kasım için tertiplenen bir törende arkadaşları ile birlikte proğramda küçük bir zaman dilimine sığacak kadar şarkı okuyacaktı ,abartacak ve işi konser verecek bir star seviyesine çıkartmak gibi bir iddiası yoktu,hiçbir zaman beğenmişlik ve üstünlük gibi yakışıksız bir etiketi üzerinde taşımadı,her zaman neyin nerede doğru olacağı bilincindeydi, sade ve gösterişsiz herkesle iyi doğru güzel dostluklar kurabilen kişiliğini seviyordu, son kez aynaya baktı saçlarını bir o yana bir bu yana elleri ile düzeltti beğendi beğenmedi ama fena değildi son anda fark ettiği bir iki sevimli sivilcesine dokunmadı onlarla barışık olmayı hatta onları severek kabullenerek birlikte pekala mutlu olabileceğini hatırına getirdi,çünkü hayatta daha önemli ve daha durulması gereken bir çok duygularımız gerçeklerimiz vardı,hem kim bilir bizi olgunlaştıran bizi yönlendiren büyümelerimizi müjdeleyen merkezlerdi onlar,üzerinde durulacak ruhumuzu acıtacak konu değillerdi,düşündü acaba insanlar kadar canını acıtan ne vardı ki dünyada benim mutlaka bir ruh ikizim olmalı dedi onu buluncaya kadar her şey teferruat olmalı dedi ve hep böyle düşünerek rahatlıyordu,kalbimi ruhumu tanıdıkça beni sevgisiyle saracak olmuş olacak kederlerimi unutturacak bir ruh ikizi,tamam dedi odasından çıkarken hazırlıklarını bitirdiğini her şeyin yolunda olduğunu düşündü,annesinin kahvaltıya çağıran sesini işitti her zamankinden daha fazla ihtiyacı olan bir sevgi sesi olarak mutlu oldu içi sevinçle doldu anlayış ve kavrayış ve kendisi ile her şeyini paylaştığı annesini çok seviyordu,evden çıktığından beri her şey yolunda gidiyordu okula yaklaştığında İstanbul boğazının o gizemli maviş akışına kendini bıraktı,yüzündeki gülümseyiş,karşısına geçtiği boğazın rengi kadar etkileyici miydi acaba ,bunu düşünmeden edemedi gerçi bir öğretmeni kendisi için, iyi güzel nazik kibar kişilikli bir genç olduğunu insana güven veren bir yüze sahip olmanın yanında mütevaziliğini övmüştü bu sözleri duyduğunda günlerdir boş yere kendisine işkence çektirdiğini anladı,kendi kendini yalnızlaştırıyordu adeta,fark edilmediğini kimsenin dönüp bakmadığı zannından tutun da saçından,yüzünden hatta o sevimli sivilcelerinden bile neredeyse nefret ediyordu,bir hiçlik denizinde boğuluyor gibi hissediyordu kendisini ,sahi neden böyle davranıyordu kendisine bu şablonu biçiyordu ,bu haksızlıktı ama niçin bu içe dönük zaafiyet,neyse dedi yürüdü, tören saati gelip çatmıştı adının anons edilmesi ile birlikte sahneye gelişi bir sandalyeye oturuşu ve çevresini saran koro öğrencileri arasında gitarına dokunduğu o ilk anı tarif edemezdi,çok mu çarpıyordu kalbi nedendir bir müddet sessiz kaldı ne yapacağını bilmez gibiydi ama daha sonra sesini mikrofonda duyar duymaz güven geldi kendisine,oysa sesi öyle kadife öyle hoş ve ruhu etkileyen kalbi çarpan bir kıvamda ki bunu keşke bilseydi,dinleyenlerin yoğun alkışlarına inanamadı ama çok hoş, çok güzel bir duygu bu dedi,ikinci ve üçüncü parça bittiğinde yoğun bir sevgi seli tezahurat ve beğeni ile israrla yeniden yeniden parçalara geçti keskin alkışlarla salon coşuyor şarkılarına eşlik eden öğretmenlerini gördükçe mutlu oluyordu,öğrencilerin 'bir daha..bir daha'tempoları karşısında ne yapacağını bilemiyordu,sahneden indiğinde etrafını saran öğretmenleri ve öğrenci arkadaşları arasında mütevazi ve mahcup hali ile heyecanını yenmeye ,olanları da anlamaya çalışıyordu,öğretmeni kendisi için' Berkay ne kadar anlamlıydın,çok iyiydin ve harika görünüyordun,ne kadar sevildin farkında mısın ve ne kadar özlenecek bir gençsin,gitar ve sen öyle güzel anlaşıyordunuz ki yüzündeki tebessüm İstanbul kadar görülmeye değerdi ve şarkılara rengini veren sesin,masmavi boğazın insana kattığı huzur ve mutluluk kadardı,profosyoneldin kendi iç güzelliğini öyle güzel seslendirdin ki salonun hepsi istisnasız seninleydi,gitar ile şarkı söylemeyi seninle sevdiler seninle kendilerinden geçtiler,harikaydın biliyor musun..' bu sözleri işittiğine hem çok seviniyor hem de fark edilmenin hazzını yaşıyordu,hatta tebrik için öpmek isteyen bir öğretmenine terliyim hocam diyerek o heyecan ve mutluluk fırtınasında gayet kişilikli ve nazik duruşu nasıl başardığına şaşırmadan edemedi, buna rağmen öğretmeni sahne başarısına öyle kendini kaptırmıştı ki bağrına bastı kutladı ,kendisini kıskanılacak biri olarak hissetti ama sade içten gösterişsiz halini hiç değiştirmedi,bugün yaşadıklarımla gördüklerimle yeniden düşünmeye başladım ve kendimi yeniledim, madem bir şeyler üretiyorum ve takdir ve sevgi görüyorum o halde ben bir değerim ve kayda değer bir saygınlığa sahip olmayı hak eden tarzımı güçlendirerek devam etmeliyim diyordu ,artık ne aynalar karşısında kendimi üzeceğim ne de birkaç çiçekten ibaret sivilcelerimle savaşacağım ,benim göremediğim ama insanların fark ettiği güzelliklerimi neden göz ardı edeyim ki dedi, okuldan çıkıp eve yaklaşmakta olduğu şu saatte havanın kararmış olmasına kızmıyor hatta her şeye iyi tarafından bakmayı deneyerek böyle bir romantik gökyüzü altında sıhhatli olmanın en büyük zenginlik olacağına karar verdi ve o dayanılmaz tebessümü arasından akşamın sessizliğine ışık saçan dişlerinin güzelliği geceye düşüyordu ,gitarına sıkı sıkı sarılıyordu kapının zilini çalmış beklerken annesine olanları anlatmak için sabırsızlanıyordu.... 28.11.2013/beylerbeyi

29 Kasım 2013 6-7 dakika 164 denemesi var.
Yorumlar