Güldünya'ya Sesleniş
Merhaba gönül ağrılarım, merhaba yürek sancılarım,merhaba gül yüzlü güneş bacılarım merhaba.Ah!Ah.....ah çektikçe kara bağrım sökülüyor ah diyorum,çünkü Güldünya'lar bizim bağrımızdan sökülüp alınan birer çiğdem,birer çiçek,birer Can. her gün can damarlarımızdan birilerini koparıp alıyor bu töre denilen cehaletin altında yatan kan emici vampirler.Bir canı yok etme hakkını kendilerinde nasıl bulduklarını bir türlü akla ve mantığa sığdıramıyorum. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen,yada kadınları yarı beline kadar çukura gömüp?Recm? ile öldüren,orta çağ karanlığından bu güne kendini zerre kadar geliştirip değiştirmeyen cehaletin,yobazlığın,İnsanlık literatüründe yeri olmasa gerek diye düşünüyorum.
Ne acıdır ki sözüm ona hayvanlar bile,yavrusunu dıştan gelecek her türlü kötülüğe karşı canı pahasına savaşıp korurken,İnsan dediğimiz bu zavallı yaratıklar, kendi yavrusunun ölümüne ferman yazacak kadar acımasız ve zalimdirler.sevmek sevilmek suç mu suç ise sizler neden sevdiniz,kaldı ki Güldünya sevmeden güç ve şiddet kullanılarak zorla sahiplenilmiş masum bir yavrumuzdur.
Güldünya basına yansıyan sessiz çoğunluğun içerisinden sadece bir tanesidir.oysa daha nice Güldünya'lar batağa ve ölüme sürükleniyorlar kirli emeli olan o pis can tacirleri tarafından..bu bir kader değil,bu cehaletten öte gidemeyen eğitimsizliğin ve kültürsüzlüğün bir sonocudur.öyleyse burada Annelere çok büyük görevler düşüyor,kız çocuklarını erkek çocuktan ayrı tutmadan onlara eşit haklara sahip olduklarını,kadınsız erkeğin, erkeksizde kadının bu acımasız dünyada,sirküleyi sağlayamayacaklarını, ve tek taşın duvar yapımında kifayetsiz kalacağını anlatmaları gerekmektedir. Şunu iyi biliyoruz ki eğitim ilk evvela evlerimizde başlıyor,oğlumuza kızımıza sevmenin sevilmenin saygının ve hoşgörünün ne kadar kutsal olduğunu anlatıp aşılamalıyız. Bir anne düşünün ki yıllar yılı ezilip horlanmış,ama buna rağmen kızının ezilip,horlanıp,aşağılanmasına ses çıkarmayıp göz yumacak kadar cahil ve eğitimsizdir.bu içler acısı durumda o da erkeğin tarafında yer alır.bu anneler bilmezlermi ki taraf tutmak ancak yurdunu ve namusunu müdafa için düşmana karşı taraf oluşturulur..sevgiye karşı değil,evladına karşı değil.bu kızlarımıza kadınlarımıza fırsat verildiği taktirde sizde göreceksiniz ki nice Mustafa Kemal'ler nice Halide Edip Adıvar'lar yetiştirecekler ve nice düşünsel beyin adamı yetiştirecekler.kadınlarımız doğarken kazandıkları insani haklarını kullanmayı ve sahiplenmeyi bildikleri takrirde,ben eminim ki bu acımasız dünyada yaşamak daha kolay ve daha çekici olacaktır...
Ben yedisi kız ikisi erkek dokuz cocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyada bulunmaktayım.ben de az çok kızların ikinci sınıf vatandaş görüldüğünü hissettim ve yaşadım.ama aklım ve mantığım hakların eşit olduğundan yana sürekli beni iğneleyip duruyordu. Şunu hiç unutmamak gerekiyor haklar verilmez alınır, bende bu haklı davamda mücadele üstüne mücadele vererek haklarımı almayı başardım.bütün kadınlarımızın aynı azim ve kararlılıkla bu haklarını kazanacaklarından eminim.Ben ilk okul mezunu olup evli ve iki çocuk annesi,50 yaşında aynı zamanda bir özel sektörde işçi olarak çalışan,buna parelel de bir kadın Halk ozanıyım.halkımın görür gözü,işitir kulağı,ve susmayan dili olmaya çalışıyorum,onun içindir ki halkımın derdi benim derdim,onun içindir ki halkımın derdini yüreğimde hissediyor ve derinden yaralanıyorum,ah çektikçe yaralarıma tuz basılıyor sanki bu ayıbı bu vicdansızlığı meydanlarda haykırmak istiyorum,tüm dünyaya, Güldünya'ya,güldünya'lara yazdığım ?Töre Kurbanı? isimli bu hazin ve bir o kadarda uyarıcı şiirimi sizinle paylaşmak istiyorum ......şiir bölümünde mevcut..
09/03/2004