'Gülümseyen Fotoğraftaki Garip Hüzün' (Bir Hüzün Denemesi)

Sanki ayık bedende doğmuş garip hüznüm, ağır sancılarla bezenmiş ve bir o kadar da sarsılmış gibi olmayan dualarıyla inletiyor yeri göğü. Bakışının ardındaki gizemleriyle yaşasa da nicedir, fotoğraftaki yansımasını fark edemiyor ne yazık ki. Hâlbuki kendisini en yoğun duygu yumaklarıyla örmüş, neticesinde de en yoğun hale bürünmüş zenginliğiyle nam salmıştı. Ama bunların değeri olmayınca, ya da bir şeye benzemeyince, karmaşık, düzensiz, hal ve durumlar feci bir duruma geliyor. Acıması yok, affı yok bunların! Kavgalarıyla, dövüşleriyle sanki bir yere gelmek istiyor gibiler. Nefretleri boğazlarında her daim dışarı çıkabilecek kıvamda bekleşirken, kin yüklü dudakları da sersem bir havada koşullanıyor. Bir şekilde yine hüzne toslayan bedenim, çarpmanın etkisiyle bütün nefretini, bütün kinini (ister-istemez) fırlatıyor dışarıya. Bundan kimse hoşnutluk hissetmese de gerçek bu ve değişmez bir kavanozun içinde barınıyor nicedir. Süklüm-püklüm yerlerde yatan kin ve nefretler, bir boğaz bulmanın derdine düşmüşler, sefillikleriyle rezillikleriyle hiç uğraşmıyorlar bile! Bu ortamda nasıl beklenebilir ki gülümseme? Ya da gülümsedik diyelim, e sonuçta yine yansıyacak fotoğrafıma garip hüznüm. Bunun kaçışı, astarı, hesabı yok! Ne yaşanmışsa, ne görülmüşse ya da şimdiye kadar neler öğrenilmişse, yansıyor fotoğraflara. Görenlerin hayrete düşmesi umurumda bile olmuyor; ben orada gülümsemeye çabalarken, hüznümün beynimi delip geçmesiyle uğraşmıyorum bir de. Bu nasıl bir fotoğraf olacak ki? Tabi ki de zor da olsa ?gülümseyen fotoğraftaki garip hüznüm' bir şekilde içlere işleyecek ve bu durumu kimse umursamazlık edemeyecek.

21 Nisan 2011 1-2 dakika 88 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar