Güneşi Doğurmak Adına

Belkide yaşamak için çok sebebim var ama, koca bir şehir
kadar yorgunum.
Her gün bir telaş, bir kargaşa
Ne hasret tükendi
Ne de acılar
Her yeni güne umutla uyanmak hiçte işe yaramadı.
Bir karanlığı musalet ettiler ki, sorma gitsin!
Artık kimsenin kimseye güveni yok
Herkes birbirine düşman gibi bakıyor.
Kötülük tohumlarını ekenler kin ve nefret büyüttüler.
Nerdeyse kardeş kardeşi boğazlayacak. Birbirinizin ölümüne sevinip bayram ilan eder olduk...
Hiç bir şey eskisi gibi değil. Hiç bir şeyin tadı, tuzu yok sadece aynı gökyüzünü ve havayı paylaşıyoruz hepsi bu...
Anlaşılan kötüler tüm güzelliklerin peşinde.
Yok etmek için büyük gayret içindeler. Güneşimizi çalıp bizleri karanlıkta bırakma çabasında oldukları için üstümüze basıyor, görmezden geliyor ve yok sayıyorlar. .
En çokta bu can yakıyor anne!


Üstelik öyle vakitsiz ölen çocuklarımız var ki, savaş kimin işine yarıyor?
Çocuklarımızın kanı var sofralarında kimin umurunda? Acılarımız büyüdükçe, sevinçlerimiz kayboldu, çünkü acıyı ve mutluluğu paylaşmayı unuttuk!. Yok oluyoruz yavaş yavaş.
Hissizleştik ve yalnızlık çevirdi dört bir yanı.
Hissizlik ölüm getirir biliyorum! Lakin tüm olumsuzluğa inat suratımıza maske oldu gülüşümüz...


Ve ben insani yönümü saklı tuttum herkesten.
Bu yüzden çoğu zaman yüreğimi bir çığlığın uçunda buldum, bazen bir soğuk kaldırmda. Etrafıma baktıkça zamana soru sormaktan vazgeçtim.
Çünkü zamanda yalancı oldu, her yeni gün dünü arattı.
Hayatı öğrenmem, hiçte kolay olmadı. Varsın olsun be annem artık bir önemi yok.
Dağ yamaçlarında rüzgârla yarışır gibi hayata karıştım.
Korunmak için yaşlı ağaçların ardına saklamıyorum kendimi. Dedim ya anne hayatı öğrendim. Hem sen üzülme, telaşlanma diye söylemiyorum ki, bunlar gerçeğim anne...
Artık kendimden de saklamıyorum bazı gerçekleri. Olsun be anne tüm bunların içinde ben korkularımı yenmeyi ve hayata diklenmeyi öğrendim ya bu da yeter...

Sıcak bir insan olduğum için, kocaman şehirlerde soğuk insanlarla yaşamak zor geldi.
Solum acıyor anne, sanki yüreğim iki taşın arasında kalmış gibi zonkluyor. Hele o maskeli yüzlere bakmak çok yoruyor!


Bazen kendimi deliliğe vermekte iyi gelmiyor desem yalan olur.
Asi desen asiyim!
Deli desen deliyim!
İçimde o küçük kız hâlâ oyun oynuyor ve hayata kafa tutuyor.
Yanılgıları oluyor, düşüp, kalkıyor, zaman zaman içine ağlıyor, acı çekiyor ve mutlu olunca mavi mavi gülüyor...
Gülüşlerinde Munzur çağlıyor ve hayatı kıskandıracak kadar çok seviyor...
Kimseye eğilmiyor, bükülmüyor ve el, ayak öpmüyor.
Hem asi, hem de çocuk işte!
Deli kız hâlâ umuduyla konuşuyor...


Her ne kadar umudumu kırmak istelerde ben onu ta yüreğimin en derinine sakladım...
Ona ulaşmasınlar diye, onun tükenişi ölüm getirir. Çünkü benim yaşamak için çok nedenim var...
Direniyorum güzel günler adına
Doğruluk adına
Güzel yarınlar adına
Güneşi doğurmak adına
Yaşıyorum büyük bir inatla...

21 Nisan 2017 3-4 dakika 27 denemesi var.
Yorumlar