Güneşim
Soğuklar yavaş yavaş kendini belli etmeye başlamıştı. Ama o gün... Ama o gün soğuk daha bir farklıydı. Soğuk... İliklerimize kadar üşüten... Daha da önemlisi içimizi ürperten bir soğuk...
Soğuklar başladı demiştim ya... Soğuk olsa da güneş o güzel yüzünü gösteriyordu... Soğuğa rağmen... Ama o gün güneş de doğmamıştı... Kara kara bulutlar çökmüştü yurdun dört bir yanına... Bir güneş batıyordu o sabah... Açtığı zaman soğuğa rağmen yüzleri gülümseten bir GÜNEŞ...
Ama artık o küçük tebessüm de yoktu yüzlerde... Artık hüzünlüydü herkes... Hüzünlüydü o tebessüm eden, gülümseyen yüzler... Yeller esiyordu mutluluğun üzerinde... Dökülen gözyaşlarını silen yoktu... Yoktu bize bizden başka yardım eden...
O GÜNEŞ olmadan ne yapacaktık biz? Büyük bir milleti ayakta tutmayı başaran o GÜNEŞ... Işığını, aydınlığını, sıcaklığını yurdundan esirgemeyen GÜNEŞ...
Ama artık o GÜNEŞ yoktu... İçimizi ısıtan yüzlerimizi gülümseten GÜNEŞ yoktu artık... O gün 10 KASIM`dı... Saat dokuzu beş geçiyordu... Bize batıyormuş gibi görünen o GÜNEŞ hâlbuki sonsuz yolculuğuna doğru yol alıyordu.
GÜNEŞ`im... Senin yolunda yürüyeceğiz... Senin ışığını ve sıcaklığını sonsuza dek taşıyıp yaşatacağız...