Güneşin Çocuklarına

Güneşin turuncu yüzüne işlemiş, vahşetin nü resmini çizeceğim sana inat'da olsa beyaz sayfalarıma..
Tüm kentleri yeniden keşve çıkacağım,ağaçların yeşeren yanların dan toka yapıp takacağım,denizin mavi tenine,bunlarda yetmedi, yol alacağım genç kızların sokaklarına dogru, ilk gördügüm bugulu pencereye küçük bir çakıl taşı fırlatacağım,ve beklemesini isteyeceğim,güneşin yeniden doğacak sarı yanlarını..

Birde mavi renkli duvarın yüzüne tüküreceğim,tüm kenti kana boyayan yaratıkların soluduğu yere.. yağan yağmurda sığınacagım bir fakir evine,hüznün ve mutluluğun tüm güzel yanlarında,öpeceğim nasırlı ellerinden babanın,kekik kokusu aldığımda,bahçede boy veren mısır yapraklarının,sarı tüylerinden, küçük birde bıyık yapacağım,yakışmadığını düşünsende şimdilik kendimi saklamalıyım...

Sen her ne olursa olsun,yazdıklarıma aldırma, ilerideki cezaevi koğuşundan yükselen türkünün o acı yanına kulak ver,dinle aşkın,özlemin,hasretlerin o sancılı bekleyişini,bütün günahlarınla soyun ve gir yatağına,sıcacık bir rüzgarın pencerenden içeri savruluşunu hisset,ki bu sıcaklık ulaştıracakdır seni mutluluğun o muhteşem kapısına ..
Bir şair'in mısralarında buluyorum kendimi,güneşi içenlerin türküsüyle umut katıyorum,yitik fakat mutlak birgün filizlenecek umutlarıma...

Pablo neruda'nın çılğın kalemini buluyorum,siyah renkli çocukların ıssız ülkesinde,her birinin ellerinde küçük broşürler,üzerinde gülümseyen bir kadın,bir çocuk,birde ardına gizlenmiş akbabalar var,bilirsin yırtıcı kuşların susamışlığını,insan bedenine..

Aynen şunları okuyorum, kirli kağırdın kırmızı yüzünde,bir cennet var;

ilerisinde ilahi bir tanrının olmadığı cennet,sadece kadınlarla,birde çocuklarla güzelleşen dünya,el ele verin kardeşlerim,kavganın kıyısında gülümseyerek halkların kardeşliğine...

Araya giriyor birşeyler,sol cebimde taşıdığım askerin günlügüne takılıyor gözlerim,''müslüman tacirlerin,eli kobralı efendilerin doldurduğu bu meydanda,şimdilerde koca bir halk kitlesi çoğalmakta,vurmamızı istiyor general bunları,bir kaçı düşüyor olduğu yere,acı çekiyorum anne,gözlerimde beliriyor, atomun erittiği çocuklar,tankların acımadan ezdiği kadınlar,birde bıyıklı genç adamlar,her biri aç,yoksul,

Acıları belirir halen sol yanımda,biri buna dur demeyecekmi?''

Bu bir isyanın belirğin haykırışıdır,bakmayın siz gravatlı tüccar,ağa,efendi olduğunu söyleyen zorbalara,almaktalar bir bir bizleri evimizden,kandırarak göndermekteler savaşa,coşkuyla gitmemiz isteniyor o yola,aldırmadan güneşe,aldırmadan tutsaklığa,ve aldırmadan gelecek bahara..

14 Mart 2011 2-3 dakika 22 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 13 yıl önce

    Devrim bey ne güzel gelmiş ki akabinde neler de getirmiş..

    bir sonra ki yazı için sabırsızlanıyorum.. buradayım.. bekliyorum..

    vesselam..

    C.Ş.K

  • 13 yıl önce

    başarılı bir çalışma olmuş tebrik ediyorum