Haklı Kim Olsun Da Kalbinden Vuralım

Kan boşalınca vücuttan, eller buz keser, bakışlar donuklaşır bir yiğitlik görünümünde. Sana baktğımda görmüştüm hemen, içindeki parıltıyı. Birbirimize siyanürlü kahveler ikram etmiştik kediler boğuşurken. Damarların yükselişini tutkuyla gözlemlemiştik de sen yere düşerken tutamamıştım seni, hatırlamadın mı daha?
Kanın akarken korkmamıştın hiç, zaten düğümü çözmek zaman kaybı olacağından sende haklıydın aslında korkmamakta,esmer teninde küçüklükten beri bir ben gibi duran ama ben olmayan o et parçasını da görmek istemiyordun hatta. Bir an sakinleşip düşünmeyi becerebilseydik daha kalıcı izler de bırakabilirdik varlıklarımız üzerinde.

Ayaklarının karıncalanmasını önlemek için hareket ettirirken bir sigara yaktın,sonra sigaraların devamı geldi de bir türlü kesilmeyen öksürük nöbetlerine girmeni önlemek için sigaraları ağzından almak zorunda kaldım, sense hiçbir şey olmamış gibi normal hayatına devam ediyordun .O içtiğimiz siyanürlü kahve değil miydi yoksa? Öyle olsaydı şimdiye çoktan ölmüş olurduk da kimse kucağına alıp okşamazdı bizi bir daha, bunu göze alabilir miydin?

Korkularımız ne yönden gelirse gelsin,buna karşı koymak için birşey yapmak gerekir, derin uykulara dalmanın zamanı gelmedi henüz,toprağın tedirginliği üzerimize geçmişti artık, her gün evren hakkında konuşmak zevkli gelmiyordu ilk başlardaki gibi,muhtemelen beş yıl sonra ne yapacağımızı konuşmayı da bırakacaktık yakında, sadece şimdiye odaklanıp uyuşukluğa kapılmayı istiyorduk belki de, ne yapsak az bile, dilek feneri şenliklerine kendilerini kaptıran sahte insanlarla gülüp eğlenmektense eve kapanıp beynimizi uyuşturmak daha iyi geliyordu.

Geçmişe atılan kanca,sırtımıza çok büyük bir yük olur toprağın önemini kavrayamadığımızda, içine düştüğümüz boşluktan çıkmanın bir yolunu bulup tekrar yükselmeliyiz güzellikleri yeniden yaşamak için.

09 Mayıs 2013 1-2 dakika 89 denemesi var.
Yorumlar