Hasbihal 5

Şimdi günümüzün tek konusu olan şu menfaetler çatışmasına bakalım paşam...

Her zaman yanlış sorular sorarak doğru cevabı bulmaya çalışan bir halkımız var.'Kim haklı kim haksız?' Sanki ikisininde haksız olma ihtimali yokmuşçasına...

Ülke gizli bir develüasyon yaşıyor, euro,dolar almış başını gidiyor, yargı ayaklar altında, insanlar huzursuz, ses kayıtları elden ele dolaşıyor...Resmen at izi it izine karışmış...Tek şansımız ülkemin her hanesinde birkaç siyaset bilimcinin olması; çoktan teşhis konuldu...

Yaklaşık 10 yıldır kol kola omuz omuza şarkılar söyleyip, halaylar çeken iki dost bir anda düşman oldular.Savaş baltaları çıkartıldı ve belden aşağı vuruşlarla birbirlerini devirmeye çalışıyorlar.Her iki tarafta aşırı dindar olup cenneti garantiledikleri için bu savaşta iftira, yalan, düzenbazlık mübah...Tek sorun salladıkları baltalar meydanı çevirmiş olup biteni anlamaya çalışan seyircilere değiyor, onları yaralıyor...

Şimdi Paşam...

Öyle bir haldeyiz ki, yolsuzluk iddiasıyla hükümeti sıkıştıran gruba kimse neden o kadar yıl susup bu yolsuzluklara müsade ettin diye sormuyor. Hatta neden destek çıktın diye soran yok...

Ya da yolsuzluk dosyalarıyla kendisini sıkıştıran grubu hain ilan eden hükümete kimse neden hainlerle bu kadar yıl işbirliği yaptın diye soran yok...Öyle bir konumdayız ki halk olarak sadece başımıza nasıl felaketler gelecek diye gülümseyerek bekliyoruz...

Kadrolaşmanın kul hakkı olduğunu haykırdığımızda bize ters ters bakan gözler halen değişmedi...Tek değişen bu kul hakkı yeme konusunda paylaşımdaki sorunlar...Yoksa günahmış sevapmış kimsenin umrunda bile değil...Dediğim gibi onlar zaten cennetin tapularını torpil yaptırıp Ankara'da çoktan ceplerine koymuşlar.

Dindar halkımıza göre yapılan hırsızlık olsa bile çalanlar Allah rızası için çalıyor sonuçta...

Mesela paşam; ben bu operasyonların ardından isyan ettim açıkçası, hakkım yeniliyor. Şimdi sen diyeceksin ki herkesin hakkı yenilmiyor mu? Ama inan benimkisi farklı...

Biliyorsun uzun yıllardır televizyonla aram yoktu.Son dönemlerde sürekli hastahanede olduğum için açık kutuyu istemeyerekte olsa gözlemliyorum.İnanır mısın geçmişte öğrendiklerim olmasa farklı yollara düşüncelere sapardım. Mesela Darwin...Şimdi yaşamış olsaydı ve bizim televizyon kanallarımızı izleseydi hemen kuramını değiştirirdi....Ne derdi? İnsanlar maymun soyundan gelmiyor ama para, şöhret,makam insanları maymunlaştırıyor....Sözde yazarlar, siyaset bilimciler, bilimadamları, ekonomistler....Nasıl basitleşiyorlar görüyor musun? Ya da zaten basitlerdi de kendilerini gizliyorlardı, bu kargaşada kendi özlerine döndüler...

Bilmiyorum anladın mı isyanımı?

Ayakların baş başların ayak olduğu bu devir, inan ki düşünen herkesi isyan noktasına getiriyor. Ve ne yazık ki haykırışlarımızı duyan kimse yok...

Eline koltuk değneği verip yürümene yardımcı olanlar, gün geliyor o koltuk değneğini çekip alıyor...Ne kadar büyük aptallıktır ki, ABD'nin ve yahudi lobisinin bu topraklar üzerindeki planlarını bile bile onlara sırt dayamak,nasıl bir cahilliktir ya da en doğru ifadeyle nasıl bir ihanettir...

Irak'ın kuzeyinde ve Suriye'nin kuzeyinde kürtler özerkliğini ilan etti.Türkiye'nin güneyi için zemin yoklanıyor. Ekonomi allak bullak dış borçlanmada ve cari açıkta rekorlar kırıyoruz, sınırlarımız ajan kaynıyor. Ve tüm bu yaşananlara gözünü kapatıp bize pembe düşler sunan medyayla oyalanıyoruz...Ve tüm bunlara rağmen koltukları için para için, şöhret için milyonların geleceğini ayaklar altına alan kirli yüzleri izliyoruz...

Neden düşünmüyoruz paşam...

Artık neden okumuyoruz, araştırmıyoruz demiyorum.Ben o faslı geçtim...Şu güzelim ülkenin bulunduğu noktada oynanan oyunları görmek için söylenen yalanları fark etmek için biraz düşünmek bile yeterli olacak; onu bile yapmıyoruz...Takım tutar gibi siyasi parti tutuyoruz...

Biliyorum çok karamsar tablo çizdim değil mi paşam? Ama inan ki benim gördüklerim bunlar...Tek rahatlığım bu millet bundan önce nice oyunları hazırlayanların başına yıktı bunu da yıkacaktır. Yeter ki bir titreyip özümüze dönelim, tüm planlar bozulacaktır, şüphem yok...

Seni bu muhabbette bilgi yağmurunda boğmak istemedim paşam...Ben olayı gördüğüm gibi anlatırken sana da biraz ödev vereyim dedim...Şimdi yapman gereken şu çatışmanın önderlerine bir bakacaksın mesela okyanus ötesindeki muhteremin ilk kitaplarını hangi şirketin çıkarıp dağıttığına bir bak, ardından da ABD'ye oturum alırken referansları kimler olmuş bir kontrol et....Ardından da diğer uca bak...Mesela hiç bir vasfı olmadan ABD'ye davet edilen ardından da ABD dış işleri yetkililerini ağırlayan kimmiş bir bak...Sonra da hocasının onun hakkında söylediklerini bir irdele...Bir de dünden bugüne mali tabloya bak...

Şimdilik bunlar olan bitene daha geniş bir pencereden bakmana yardımcı olacaktır...Sonrasını beraber konuşuruz...

26 Ocak 2014 4-5 dakika 13 denemesi var.
Yorumlar