Hayâl
Güneşin parıltısı denizin üstündeki yansımalarla oynaşıyor.
Zerre rüzgâr yok havada. Hani az esse, aşk serpilecek bakışlarından.
Bir an gözlerimiz ortak bir noktada kesişiyor.
Anlamsız kalıyor teknenin etrafını saran su birikintisinin rengi.
Tüm maviler gözbebeklerine hücum etmiş ve orada esir düşmüşler sanki.
Her gözünü kırpışında, maviler tozarıyor gökyüzüne ve mavilikler katıyor bulutların beyazına.
Bulutların beyazı da tenine yapışıyor, o tene beyaz ne yakışıyor.
Adını fısıldayan ıslık tınısında esintinin etkisiyle bakışlarımızı bölüyor yüreğimin karası saçları.
Mamâfih bu ayrılık uzun sürmüyor.
Pamuk elleriyle, ipeksi kahküllerini düzeltiyor ve yeniden bakışlarımız aynı çizgide buluşuyor.
Bakışlarıyla kendimden geçme hayâlleri kurarken,
teknenin foresinde güneşi düşlerimi kavururken buluyorum.
Dakikalardır güneşin rehaveti ile boşluklarda gezinmiş bakışlarım.
Kızıyorum güneşe ve gözkapaklarımla perdeliyorum silüetini zihnimden.
Sımsıkı yumuyorum gözlerimi. O an Yıldızlar beliriyor her yerde.
Yüreğimin yangınına su serpiyorlar tüm cömertlikleriyle.
24.06.2012