Hayat Reçeli

Bir çocuk ağlıyordu sokağın kenarında...
Kim bilir niçin ağlıyordu ?
Misketini mi kaybetmişti, yoksa annesinden ?' zopa'' mı yemişti !
Hayata gözlerini yeni açmış bir tohumun fırtınaya tutulmasıydı sanki...
Güzel bir mahallenin kuytu sokaklarında adım adım yürüyordu resul .
İki taşın arasını sayıyordu minik ayaklarıyla.
Bir ayak...iki, üç, dört, ve beş...
Kale kurulmuştu tek kale maç başlasın artık.
Yürüyordu otogarda otobüse doğru...
Hicran çığlıklarıyla boğulmuştu yüreği...
İçinde ki hüzün tıkamıştı gözlerini, ağlayamıyordu.
Otobüs taa uzaklara taşımıştı küçücük kalbi.
Tohum , kabuğunu delerek bam başka bir yere sürüklenmiş ve orada , bambaşka dünyaya kök salıyordu artık.
Biletini almış dönüş için bekliyordu bir fırtınayla uçtuğu topraklardan.
Tohum fidan olmuş fidan ise meyveli bir ağaç ...
ve resul eşinin sofraya çilekli reçeli koyduğunu görünce gülümsedi.
Artık reçel yeme zamanıydı...

03 Aralık 2012 30-60sn 2 denemesi var.
Yorumlar