Hayatı Kapış Kapış Yaşamak

Ruhlar arası dünya yemeğine davet edileli tam 37 yıl olmuş. Hala bu büyük partinin içinde olmak onur verici dostlar! Penceremdeki kuşlar kadar hevesliyim aynı ekmeği bölüşmeye, hayatı; içinde bir de ben olduğum için yürekten hissetmeye, tıpkı dün gibi ve yarınlarda da... Güneşi kovaladığım oldu evet, sarılmayı da çok istedim yüreğimin üzerine her sabah yeniden doğduğunda. Öyle sapsarı, ışık dolu oluşu her zaman etkilemiştir beni..." Hayatı kapış kapış yaşamak diyorum ben buna..."

Her sabah ellerimle karıştırmak istiyorum limon damlalarını hayat suyuna, yüreğimle yıkayayım istiyorum geceden kalma kirleri. Ömrüm ellerime ve yüreğime yetişecek mi diye sormadan kurtarmak istiyorum elimde cam bardağımla ruhların arasına sıkışmışlığımı. Bir yol verin ruhuma, ruhum erimeye hazır yazdan kalma bir dondurma gibi öyle akışkan, öyle dağınık, öyle yapışkan duygusal iklimlerin külaha gelmez, mantığa gelmez çocuksu şenliklerinde...

Kuşların gaga yarışlarına katılmak istiyorum ben de başkasının ekmeğine uzanmayı ar sayıp, onların sesiyle içmek istiyorum tarçın, zencefil, zerdeçal üçlüsünü mesela, bir fincan sütün içinde...Baharatlara tat ve koku veren büyüyü her sabah yeniden hissetmek istiyorum ruhumu taşıyan ağır bedenimle...Nasıl taşıyorsun ruhunu diye sormak istiyorum ona, her yudumda? Sen bunca ayrılığı nasıl büyüttün içinde?

Doğadan sesler korosunu dinlemek istiyorum bugün de, ister karga sesli deyin ister çakal görüntülü bu çok sesliliğe, çulhanın çilesi ya da Ayşe teyzenin torun sevgisi, ister aşk deyin ister başka bir şey." Hayatı kapış kapış yaşamak diyorum ben buna... " Öyle tutkulu, öyle derin, ölümüne içten bir yaşamak arzusu bu, her gece uykularımızı bölen...Acaba kaç yıl, kaç ay, kaç dakika daha demeye cesaret edemediğimiz soru zincirleri içinde, kabustan öte, karanlık, belirsiz, takvimsiz...

Aşına ortak, yoluna yoldaş olmak istiyorum bugün de sevdiğimin, incitmeden kuş kanatlarını, uçmak istiyorum özgür kuşların ülkesine, elini yüreğimde hissettiğim, yüreğim ise zaten ellerinde, o yarin sevgisiyle...Özlemek istiyorum yürek kapımdan her yolculadığımda gidenleri, sevinmek istiyorum yine her karşıladığımda, yürek tokmağını iyilikle, sevgiyle, barışla çalanları. Aşk yolunun yolcularını yani en çok, en çok onlarla söyleşmek istiyorum, kırkikindilerde yağmur gibi boşanırcasına yeryüzüne, ıslanmak istiyorum dost yüzleri yüreğime çarpan insanların neşesiyle..."İnsanı aramak diyorum ben bu belirsiz yolculuğa..."

Hangi söz, hangi müzik, hangi ses yazdıracak hayat kitabının notalarını yaşayarak anlamak istiyorum. Bulduğumda bıkmadan tekrar tekrar dinlemek istiyorum beni duygulandıran o sesi. İster şimşek deyin, ister gök gürültüsü, ister kaderin cilvesi, bütün adımlar, yalvarışlar, ağlayışlar tekrarı olmayan hayatın bestesi. Bu benim bestem, bu senin, bu hepimizin bestesi. Çok uzun zaman olmuş dünya seninle oturup dertleşmeyeli...

Bir dünya ödülüm olmadı belki henüz, kupa kaldırırken hiç hayal etmedim kendimi, bağıra bağıra tırmanmadım dağlara ve tepe tepe kullanmadım hiçbir şeyi. İzinsiz girmedim dünyaya ve destursuz çıkmayı düşünmedim hiç, yürek odalarından. Eğer çıktıysam ya ortada hiç oda yoktu ya da dünyanın içi henüz bomboştu. Bir prova edip çıkmaktan öte bir şeydi şu uzun yaşamak. Hiç kısaltamadık vedaları. Anlamlandıramadık ayrılıkları. Yürek dolu bir insanlık düşledim sadece. Dünya baştan ayağa kan ve savaştı, kandırdı peşinden ağlayanlar kadar, suyuna kanamadan ayrılanları da. Ne tam kaçabildik ne de tam tamına kalabildik içinde. "Tutunamayanların dünya kaygısı diyorum ben buna..." Kimsenin tutamayacağı kadar küçüksün bak dünya! Bir barınak arayışında sana sığınanlar, bilmiyorum neden hala? Barınak sendin oysa, biz barınamadık içinde. Bir yürek bir insan. Bir dünya dolusu insan...Çok olan insan mı yürek mi? İnsansız araçlar mı, savaşlar mı, sayamadım henüz? Müsadenle dünya! Müsadenizle insanlık. Öfkem izinli izinsiz bütün haksız kapışmalara...

Dünya yemeğini doyamadan yiyeli çok olmuş. Baksanıza ihtiyar dünya altındakileri çoktan unutmuş...Bir şarkı daha bir şiir daha dinlemek istiyorum dünya, yağmurunun eşliğinde. Kaç kere doğmuşum, kaç kere ölmüşüm önemsiz. Yüreğim yarin ellerinde ve ellerim yarin yüreğinde. Hoşça bakın siz de zatınıza. Yüreği elinde insanlık! Vicdan kayığı denizin diplerinde. Dalgıçsız giriyoruz denizlere. Denizler kanlar içinde...

22 Kasım 2017 4-5 dakika 242 denemesi var.
Yorumlar