Hayatı Kıyıdan Değil Derinlerde Yaşamalı

İnsan ruhunu içselliğe çevirecek bir üçgenin tam ortasındayım. Vapurların iskeleye yanaşırken çıkarttığı homurtular kulaklarımda uğulduyor. Varlığımı küçük bir nutfeye bağlı kılan Yaradan'ımın beni nerede ve nasıl sınayacağını bilmeden suyun akışına bırakıyorum kendimi.

Sabır biz insanlara verilmiş bir imtihanken taşları yerinden oynatmanın zorluğunu bir kere daha anlatıyor bana sezgilerimin karşı konulmaz sesi. Avuçlarımdaki çizgiler kimliği belirsiz şahısların yol tarifleri gibi geleceğimi tayın ediyorlar sanki. Ömrümün sonlarına metreler kalmışken yapacağım her seçim ve ödeyeceğim her bedelle bu çizgilere yeni bir çentik atmış olacağım birer ikişer. Bugün vereceğim kararlar kazanımlarımın yada kaybedişlerimin sonuçlarını doğuracaktır gelecek zamanlara.

Riske girmeden, uğruna mücadele etmeden gerçekleştirmek istediğimiz her hayal saman alevinin çöpü gibi sönük kalacaktır hayatımızda. Kimi zamanda öyle anlar olur ki; aldığın risk yanılgının tam ortasında bırakıverir seni. Bu nedenle, ardından gelecek hayal kırıklığına hazır olmalı insan.

Bazen düşünüyorum, hayatta karşılaştığımız sorunlar ve sıkıntılar bize ne anlatmak istiyor. Yaşarken ne derece başarılı olabiliyoruz imtihanlarımızda. Doğru cevabı işaretliyor muyuz; tam bir muamma...adım adım öğreniyoruz cevabını.

Herşey sebeplere bağlı iken mucizelere inanmak niye... Sahi, nedir mucize? Gerçekliğine inanamadığımız sebepler zincirine verilen isim değil mi. Halbuki ruhumuza beden takımını giydiren Yaradan'ımız elbet kaderimize de bu simgeleri yazmıştır. Hem ?Kal-u Bela da? söz vermedik mi ?Elestü Bi-Rabbiküm? sorusuna cevaben.

Tasavvufi aşka kavuşmak varken madde-i beşeri aşklar ile oyalanmak niye? Bir elin parmağı kadar olan sayılı ömrümüzü denetimsiz elemanlarla kuşatmaya ne gerek var. Hayata her an sıfırdan başlanamaz ki...kaldığın yerden devam edeceksin. Yaşananları ders bilip kehribar sarısı umutlarla, yeni baharlara yelken açarak.

Fedakarlık ve özveri ile açamayacağımız kapının olmadığını düşünüyorum. Standart bir hayata sahip olma isteği düz yolda at nalı takarak yürümek gibi bir şey olmalı. Farklı ve alalade bir yaşam ise herkesin gönlünde taht kuran ama çok az kişinin cesaret ederek aldığı kararlar neticesinde gerçekleşmektedir.

Yıkılmaz denilen tabular, hatta kurallar dahi zaman içerisinde yön değiştirirken yaşa ve gör sloganını meşale olarak yakmalı mı kendime emin değilim. Oysa ?hayatı kıyıdan değil yüzme şampiyonları gibi derinlerde yaşamalı insan. Gözümde yaş biriktirmektense, birikmiş yaşlarıma kanaat etmeliyim...?

Şimdi köprünün tam ortasında yeni bir seçimle başbaşayım, ama önce mücadelemi kimin ve ne için yapacağıma karar vermeli ve ardından yüreğimin götürdüğü yere gitmeliyim. Elbette en büyük riskin, riske girmemek olduğunu unutmadan


Eylül/2007

18 Ağustos 2009 2-3 dakika 3 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    Doğru adrese yani Şiirkolik Ailesine hoşgeldin Sevgili Eylül Bahar

  • 15 yıl önce

    Dilinizdeki sadeliğe ve düşüncelerinizi açık biçimde ifade etmenize hayran kaldım. Yazılarınızı izlemeye çalışacağım.