Hazan Mektebi

Acılarımı döktüğüm kovalar fırsat bildiler kalbimin tuzunu, yıkandılar denizin körebesinden çalarken hayatı. Uğramaz oldu ilhamın aşk sopası; vurmaz oldu gönül çırağının cesarete nidaları... Yerini soldurdu doldurulamaz mutluluklar, ben en sevmeye meyilliydim ne ara acıktım susmaya? Susadığım bardakları kırıp özüne ulasacaktım hayatın, ne ara balgamını sıçrattı ayrılık? Kalbim çarpmıyor; o kapıları çarpıp gidemedigimden beri. Uysal seslenişlerde yaramaz bekleyişler kanıyor; gülün dikeni bunu kendinden bilmesin.


 Yazmıyor be sevda, kalbimin hattatı kalemini kaybeden bir berduş olmuş, içtiği namuslu ickide benim rujumun izi var. Peçeteler götürmüyor silemiyor, kazınırken ruhumun içi, oralarda bir yerlerde mutluluk doğuyor sanıyorum. Yurtlar hep onlarla kaynamıyor mu? Verin birini evlat edineyim. Sevilmek için çareler yaratılmış, Adem ile Havvadan önce. Yasak elmayı ısıran sevilmek, sevilmemek cezasına çarptırılmış. Dönüyor başım, içim geçiyor gecelere; karanlık olmak zorunda mı? Kulaklığım dünyadan bir an için koparıyor benim gibi bir çalakalem soytarıyı. 

Resmimde gözler dolmuyor, ağlatmak büyük risk. Gülmüyor da gamzeleri, bir film sahnesinin rejisörden izin alınmayan talihsizliği düşüyor gudubet ellerime. Nasılsın diyememekten bir daha, müebbet yiyorum gidişlere. 

Seviyorum seni otuz iki fişim; dişimden önce senin serseriliginde güldü hayat, perdenin arkasında domestik bir yaratılışta Seviyorum repliği kaldı. Seyirci hiç duymadı.

Çöp poşetini attım şımarık geçmişin, benim yazgımı benim kartımdan çekemez. Borç getiremez üstüme. Had bilmek lazım.

Gözleri hep bakmamaya yeminli tercümanların gözlerimi anlamadıkları bir dil başkanıyım. Okutmam pedalına basmadan yaşamın; yürü de gidelim. Kıyamet de fikren kopmuştu umuttan önce, öyle mi?

Şaka yaptım çocuklar. Büyümek gardiyanı çekiştirip yakamı, sorumluluk veriyor elime bindallı... 


21 Ağustos 2022 1-2 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar