Her Şeyi Beyaza Boyayasım Geliyor

Şimdi bembeyaz bir sayfaya yazıyorum yazımı, kalemim siyah. Ya kalemim de beyaz yazsaydı?

Yazıyı yazan ellerim, göz bebeklerim, saçlarım, oturduğum koltuk, tüm eşyalar, duvarlar, binalar, ağaçlar, yollar, çiçekler, tüm hayvanlar, dağlar, dereler, denizler ve dünya üzerinde ne varsa her şeyin bembeyaz olduğunu hayal ediyorum. Neredeyse hayal bile edemiyorum. Mesela ateş geliyor hemen aklıma. Alevlerin bembeyaz olduğunu hayalimde canlandıramıyorum. Gökyüzü ve deniz bembeyaz olsa ve dünyadaki her şey her şey bembeyaz bir renge bürünse beyazdan başka hiçbir renk olmasa birden bire her şey yok olmaz mıydı? Bununla gecenin zifiri karanlığı arasında bir fark olur muydu. Her iki durumda da aslında bir çok şey varken hiçbir şeyin görünmediği sonucu doğmaz mıydı?. Kabus gibi...

Bu düşünceden sıyrılıp günümüz dünyasına dönüyorum. Doğasını, havasını, coğrafyasını, tabiatını veya iklimini bir tarafa bırakıp insanlar üzerinden bir değerlendirme yapmaya çalışıyorum. Yüzlerce ülke var ve her ülke insanının kendi içinde benzerlikleri olmakla beraber, diğer ülke insanlarına göre de farklılıkları var. Örneğin biz her ne kadar karıştırıyor olsak da Japonya halkı ile Kore halkı arasında bile çok fark var. Zenciler, Araplar, Kuzeyliler, Güneyliler, Avrupalılar, Uzak Doğulular v.s. Görüntü farklılığının yanında yaşam tarzları, dilleri, dinleri gülmeleri, ağlamaları bile ne kadar da farklı. En basitinden bir örnekleme yapıyorum, 7,2 milyar kişinin yaşadığı dünyamız insanlarının parmak izleri bile bir diğeriyle aynı değil. Resmi bir bütün olarak değerlendirdiğimizde kolayca, 'Dünyanın farklılıklar üzerine kurulmuş olduğu' sonucuna varabiliriz.

Biraz da resmi küçültüp Türkiye açısından değerlendirmek istiyorum. Yine insan faktöründen devam edecek olursak, ülkemizde ne kadar da çok farklı insan yaşıyor. Karadeniz'in insanı bir alem, Doğu Anadolu'nun insanı bir başka alem, Trakya'nın insanı da bambaşka bir alem değil mi? Karadeniz'in horonu ile Ege'nin harmandalı arasındaki farkı düşünün mesela... Coğrafi bölgelerle hiç sınırlanabilir mi farklılıklar; her şehrimizin insanı bir diğerine göre çok farklı olduğu gibi, ilçeler arasında, hatta köyler arasında bile dağlar kadar farklılık vardır. Bazen 'O köyden adam çıkmaz' O şehrin insanları çok misafirperverdir' gibi yargılara varılmış olması da bu nedenden değil midir?

Tekrar başa dönüp bembeyaz bir dünya hayal edince bu farklılıklar ne kadar da hoş görünüyor gözümüze değil mi? İyi ki farklılıklar var, iyi ki renkler var, aksi halde bir hiç olurdu dünya. Bir başka deyimle, hayatı hayat yapan en önemli unsur, başta renkler olmak üzere halka halka genişleyen bu farklılıklardır. Aksi halde bembeyaz bir karanlıktan başka bir şey olmazdı dünyamız. Bir taraftan da bu farklılıkların neden olduğu acı ve gözyaşları geliyor aklıma. Gözlerim yaşarıyor. Dünya kuruldu kurulalı dinler arası kıyımlar, ırklar ve ülkeler arası savaşlar, ta eskilerden beridir sürüp gelen beyaz-zenci dramı, terör olayları, soykırımları, günümüzde yaşanan müslüman kıyımları, dağılmış aileler, kimsesiz kalan çocuklar, toplu mezarlar, harabeye dönüşmüş şehirler, hayatta kalma mücadelesi veren sığınmacılar, kan, çığlık, gözyaşı, içim acıyor ...

Ya bireyler arasında yaşanan kişisel savaşlar, onlara ne demeli? A partisine oy veren Ahmet Bey, B partisine oy veren Mehmet Bey'e tahammül edemiyor. Fikirler farklı olunca biri diğerine göre vatan haini olabiliyor mesela. Bir ofis çalışanı: 'Ben bu konuda şöyle düşünüyorum' diyor yanındaki iş arkadaşına. Hoşuna gitmeyen bir şey olmalı ki kinleniyor arkadaşı, arkadaşlığını kesiyor hemen. Soranlara da 'O tehlikeli' diyerek özetliyor aralarındaki sorunu. Seksenli yıllarda babası sağcı, oğlu solcu veya tam tersi olduğundan, ilişki kuramayan baba-oğul dramlarını hala unutmadık.

Son Nokta! diyorum ben bu modele, 'Ay o elbisenin altına bu ayakkabı da giyilir miymiş' diyerek komşusunu alay konusu yapan hanımları da hatırlayınca birden bire fikrim değişiyor işte o an, gözümün gördüğü, aklımın erdiği her şeyi ama her şeyi tamamen beyaza boyayasım geliyor.

10 Mart 2014 4-5 dakika 5 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    Beyaz mutluluğun rengidir, huzur veren bir renktir. Dileyelim dünyanın her tarafı beyazlıklar ve huzurla dolsun. Tabi ki farklılıklar olacak insanlar arasında ama ortak payda insan ve insanlık olursa dünya daha huzurlu bir yer olacaktır. Güzel bir deneme kutlarım Ünzile hanım...👍

  • 10 yıl önce

    Şu zamanda daha güzel bir söz söylenemezdi kanısındayım...memleketin haline baktıkça içim daralıyor.Yüreğimize su serpiştirdin bu yazınla.Tutulmuş akıllara ve kararmış gönüllere ilaç,şifa olsun inşallah!Tebrik ederim...