Hey Gidi Gençlik Parkı

Bir zamanlar Başkent Ankara'nın belli başlı simgelerindendi Gençlik Parkı. Çocukluk, gençlik zamanlarımızın, yaz günleri en güzel eğlencesiydi, hem de coşku dolu, hayat dolu, neşe dolu bir yerdi. Geçmiş yıllarda, o dönme dolaplara binmemiş bizim yaşlarımızda hiç kimse yoktur ya da çok azdır... Tarihine gelecek olursak kısa kısa anımsayalım güzelliklerini. ''Bu bölge cumhuriyetin ilk yıllarında bataklıklar ile kaplı bir bölge imiş, parkın alanı aşağı yukarı 28 hektar ve Gençlik Parkı kurulmadan önce de üzerinde Ay Yıldız adında bir amatör futbol sahası bulunmakta imiş. Gençlik Parkı inşaatına 1936 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ile başlanıyorsa da, ancak 1943 yılında tamamlanabiliyor, Gazi, parkın bittiğini göremiyor. Ata'mız şu an Gençlik Parkının olduğu ve o dönemde bataklık-sazlık olan bölüme bakarak, 'şurada şöyle bir yeşil alan olsa, park yapılsa, ortasında da bir havuz ile su olsa' diye hayal etmiş, söylemiş, o sözler projenin başlangıcını oluşturmuş. Bu söyleminden sonra planlamalar yapılmış ve 1943'de bir 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında açılışı gerçekleşmiş. Adı da bu nedenle Gençlik Parkı olmuş. Parkın 60-70 senelik misyonu var.''







Yapıldıktan sonra ki ilk aşamada Ankara ikliminde yaşayabilecek kuşlar için bir bahçe, açık hava tiyatrosu, çocuk bahçesi, yüzme havuzu, atlı gezintiler için bir gezi yolu bulunmaktaymış. Daha sonra 1951 yılında Lunapark benzeri bir oyun parkı kuruluyor... 1957 yılında TCDD, yani devlet demir yolları tarafından parkın etrafını dolaşan iki tren işletmeye alınıyor. Bir de nikâh salonu kuruluyor park içerisinde. O yıllarda birçok sevdalı, nişanlı çift bu nikâh salonunda hayatlarını birleştirmişlerdir... Çocukluk yıllarımızda o trene ailecek biz de bindik beş on kere ve çok büyük haz aldığımızı anımsıyorum...







Bizler yeni yetmeler idik, delikanlılığa adım atma zamanlarımızdı yetmişli yılların başlarında. Yazları ailecek gider akşamları o küçük, bir göl gibi havuzun kenarında ki çay bahçelerinde oturur, semaver denilen büyük çaydanlıklardan çay içer, annemizin yaptığı poğaça, kek, börek ve gözlemeleri atıştırır dururduk. Şimdilerde ne havuz kaldı doğru düzgün, ne de o yetmişli yıllarda ki çay bahçeleri ve muhabbetler. Bir ara tinerci yatağı da olmuştu, yakın zamanda güvenlik koymuşlar atlı ve yaya olmak üzere. Yine de o eski havasını, eski tadını bulmaktan çok uzak Gençlik Parkı...







Yazın havuz dolu olurdu ve sandal ile havuzda tur atılırdı saati üç beş liraya. Ailesi ile gelen de olurdu, kız arkadaşı ile gelende. Havuzun ortasında ki fıskiye, suları yukarı doğru attırır attırır dururdu ve ışıklandırırlardı o fıskiyenin sularını, tabi sandal ile fıskiyeye yaklaşanlar da sulardan nasibini alıp ıslanırlardı. O da görsel bir zenginlik katardı Gençlik Parkının ortamına. Lunaparka mutlaka anne ve babalarımızın elinden eteğinden çekerek zorlaya zorlaya girerdik. Ya atlıkarınca, ya dönme dolap, çarpışan arabalar, uçan salıncaklar, mutlaka bunların en az ikisine üçüne binerdik tabi babamızın o gün ki bütçesine göre. Fazla da ısrarcı olmazdık, olamazdık, yok dendi mi orada şıp diye biterdi huysuzluklarımız. Gençlik Parkına gideceksiniz ve Şişmanın dondurmasından yemeyeceksiniz, hiç olur mu? Mutlaka o dondurma da bir şekilde gece veya gündüz tadılır idi. Şişman denilen adam o zaman iki yüz kiloya yakın bir vatandaştı ve çoğu kere başında dururdu dükkânının. Çok sonraları duyduk ki vefat etmiş de tabutunu sekiz on kişi zor taşıyabilmişler...







Hey gidi Gençlik Parkı hey! Çocukluk ve gençlik yıllarımızın nostalji dolu köşelerindendi. Her ne kadar eski havası yoksa da, yine de Başkent Ankara'nın simgelerinden birisidir benim ve birçok insanın gözünde. O zaman ki kartpostallarda çoğu kere Gençlik Parkı resmi postalanır idi eşe dosta bayramlarda, yılbaşlarında. İnternet ve cep telefonu çıkınca, şimdilerde birbirine kart atan da yok uzak diyarlardan, tatlı bir anı oldu hepsi. Yeni restorasyon ve düzenlemeler yapılsa da o göl kenarında ki çay bahçelerini unutmak, akıldan çıkartmak zor. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...

13 Ocak 2016 4-5 dakika 1375 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 8 yıl önce

    Son zamanlarda pek uğrayan yoksa da, bizim gençlik yıllarımızda Ankara'ya gidip de Gençlik Parkı'na uğramayan, kendini Ankara'ya gitmiş saymazdı.

    Tatlı anıları tazelediniz Ahmet Bey...

    Kutlarım...