Hiçliğin Yaratıcı Gücü/ Hiç Olmanın Önemi

Hiçlik üzerine düşündünüz mü hiç? Boşluk üzerine, sıfır ya da sonsuzluk üzerine?

Bilime göre , bütün bunlar benzer bir gücü dile getiriyor. Tanrı da bunlardan farklı
değil? Şaşırdınız değil mi? Bu nasıl olur demeyin! Oluyor işte. Kim diyor bunları?
Fizikçiler ve matematikçiler. Bu bilim adamları çok garip adamlar doğrusu .

Bizim hiçlik ya da yokluk diye bildiğimiz şeye varlık kazandırmışlar. Kim kazandırmış
peki? Kuantum fizikçileri. Bunlar başka ne yapmışlar? Matematikçileri de kandırmışlar?

Matematikçilere sorarsanız, gerçekte onlar fizikçileri kandırmış? Sonra her iki kesim bir olup hiçlik konusunda beni kandırdılar? Şimdi ben de sizi kandırmaya çalışacağım?

Benim herkesi kandırmak gibi bir huyum yoktur. Ben sadece değer verdiğim
kişileri kandırıyorum.

Şimdi konumuza geçebiliriz. Önce şu soruyu soralım: Hiçlik nedir? Sözlüklere bakarsanız, gerçekte bir hiç.Yani boşluk. Dediğimiz gibi, bu hiçe bir varlık kazandırılmış.

Bundan dolayı, artık hiçlik bir hiç değil. Kafanız karıştı mı? Umarım karışmıştır.

Sular bulanmadan durulmazmış. Kafanız adamakıllı karışacak ki beni daha iyi anlayabilesiniz. Kafa karıştırmada fizikçiler ve matematikçiler kadar usta değilim.Ama gene de sizi kandıracak kadar bilgim var.

Bu matematikçiler ne yapmışlar peki? Onlar da rahat durmamış. Onların kendi başlarına yaptıkları bir şey daha olmuş: Sıfıra varlık kazandırmak. Onda her şeyi yok edici bir kudret bulunduğunun farkına varmışlar. Fizikçiler de bu duruma çok sevinmiş doğal olarak.

Sonra şöyle bir ortak karar almışlar: Sıfır boşluğun ikiz kardeşidir. Sonra bu da yetmemiş. Sıfırın boşluğun ta kendisi olduğu sonucuna varmışlar.

Biliyorsunuz, matematikte sıfırın her şeyi yutma özelliği var. Tam bir kıyamet habercisidir. Neyi çarparsa onu yok ediyor. Başka ne yapıyor? Neyi bölerse onu sonsuzlaştırıyor. Burada şu soruyu sorduğunuzu duyar gibiyim?

Sonsuzluğun neresi kötü ki? Sonsuzluk ölümsüzlük gibi değil midir? Elbette
öyledir. İşte benim de size anlatmak istediğim buydu. Ben sizi kandırmaya çalışırken, bana sorduğunuz sorularla kendi kendinizi kandırmaya çalışıyorsunuz. İşimi kolaylaştırıyorsunuz.

Boşluğun hiçlik olduğunu söyledik .Ama henüz hiçliğin her şey olduğunu söyemedik.

Ama sayenizde onu da söylemiş oldum. Şaşırdınız mı? Elbette sizin sayenizde. Niçin mi?

Bakın anlatayım. Şunun için: Sıfırın her şeyi sonsuzlaştırma gücü olduğunu
ben söyledim.Sonsuzluğun ölümsüzlük olduğunu da siz biliyorsunuz. Ölümsüzlük
kime özgüdür. Tanrıya! Peki kimin her şeyi yok etme kudreti var. Sıfırın. Başka?
Bir de Tanrının. Tanrı tek değil midir! Ona ne şüphe! Peki her şeyi yok etme kudreti
olan iki varlık olabilir mi? Geleneksel tek tanrılı inançlara göre olamaz.

Tam bu noktada şu soruyu da sormak artık kaçınılmaz oluyor: Bizim sıfır
diye bildiğimiz Tanrıya benziyor olmasın? İşte matematikçiler ve fizikçiler bunu,
hatta daha fazlasını söylüyorlar: Sıfırın ve tanrının aynı sey olduğunu.

Tanrı hem her yerdedir hem de hiçbir yerdedir. Tanrı eğer hiçliğin içindeyse
boşluğun içinde demektir.Tanrı eğer her yerdeyse, sonsuzluğun kendisidir.Eğer hiçbir
yerdeyse hiçliğin içindedir.Bu durumda da hem her şey hem hiçbir şeydir.

Matematikçinin diliyle konuşursak tanrı hem sıfırdır hem sonsuzluktur.Sıfır ve sonsuzluk birbirinin ikizidir.Eşit ve karşıttırlar.Eşit ölçüde paradoksal ve sorun çıkarıcıdırlar.Fizikçinin diliyle konuşursak mutlak boşluk ve sıfırdır.

Evrenimiz sıfırdan doğdu , bu doğuşa 'büyük patlama' dendi. Büyük patlamanın
sıfır saatinde ve kara deliğin sıfır noktasında zaman yok, mekân yok. Önce yok, sonra yok.
Ne var? Sonsuz boşluk var.Bizim evrenimiz de biz de bu sonsuz enerji denizinin bir parçasıyız.Yaşadığımız evrende her şeyi yaratan hiçlik enerjisidir. Değişik kültürler bu
enerjiye değişik adlar vermişlerdir. Tanrı, büyük ruh, god gibi.

Öte yandan, biz de bir hiçiz. Hiç olmak hiç de öyle azımsanacak bir şey değil.Hiçlik
âleminin bir parçası olmak kötü mü? Sonsuzluğun bir parçası oluyoruz.Birisinin hiçbir şeyi olmak, onun her şeyi olmaktan daha güzeldir.Her şeyde bir kısıtlılık var. Hiçbir şeyde
sonsuzluk.

Biz de bizi ölümsüz ve sonsuz kılan bir gücün parçasıyız.Biz bir enerji denizinin
damlalarıyız. Boşluk denizinin yansımalarıyız.

Evrende olan her şey birbiriyle sürekli iletişim içindedir.Her şeyin hiçlikle iletişimi!
Boşluğun varlıkla iletişimi. Evrenimizde neyin varlık, neyin yokluk olduğuna bu mutlak
boşluk enerjisi karar veriyor. Bu mutlak boşluğun olup olmadığına da tabiî ki matematikçiler
ve fizikçiler karar veriyor.

Buraya kadar sanırım iyi geldim.Ama gene de kafanızı yeterince karıştıramadım
galiba? Zararı yok. Şimdi açığı kapatırız.

Hepimiz bugün evrende yalnız boşluk değil, aynı zamanda birer dalgayız.İnsanlığın
tümü ortak bir bilinçten besleniyor.Bilinç ya da düşünce dediğimiz olguları da mutlak boşluğun gücüne borçluyuz.Boşluk denizinin yüzeyinde beliren kabarcıklar gibiyiz.

Bilmem anlatabildim mi? Bilmem açığı kapatabildim mi?

Son olarak şunu söyleyelim: Biz birbirimizi kucakladığımızda boşluğu ve hiçliği
kucakladığımızı bilelim. Fransızlar çok kucaklaşmaya karşılar: Çok kucaklayan kavrayamaz,diyorlar. İnanmayın siz onlara! Onlar hayata ?Fransız' kalmışlar.

Siz beni dinleyin! Türk'ü anlamak için Türk'ü dinleyin:Kucaklayamadıklarımızı anlayamayız.Kucaklayamadıklarımızı sevemeyiz.Hep ben anlattım.Şimdi siz söyleyin.

Dünyanın en çok kucaklaşan toplumu olmamıza karşın, niçin birbirimizi anlayamıyoruz?

20 Ağustos 2009 5-6 dakika 15 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (5)
  • 14 yıl önce

    Son zamanlarda okuduğum en muhteşem yazıydı... 🙂

    Güzel ... çooook güzel hemde..

    Kutluyorum ve teşekkür ediyorum... 👍👍👍

  • 14 yıl önce

    Niçin mi birbirimizi anlayamıyoruz ?

    bence ; kucaklaşmalarımız çok yüzeysel kalıyor da ondan , yani içinde empati yok / derinlik yok :))

    hiçliği çok güzel anlatmışsınız , kafam karıştı :)))

  • 14 yıl önce

    Bir sayıyı sıfıra bölersen yani bir sayının içinde sıfır sonsuz sayıda vardır. Yani bir şeyin içinde, var olan bir şeyin içinde yokluk sonsuz defa vardır. Evet bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Burda Tanrı ile Sıfır aynı manaya gelir. Diye birşey söylediniz. Ne demek yani Tanrı aslında yok demek mi, yada hem var hem yok.

    Böyle bir saçmalık olur mu. Evrenin başlangıcında ve sonunda bir Yaratıcı var, var olmak zorunda. Aklın başka izahı yok. O büyük patlamada sonra oluşan düzenin bir aklın sayesinde oluduğu bir gerçek. Bu akıl Allah'tan başka nedir. Efendim Her şey bir enerjiymiş evet olabilir. Ama bu enerjinin bir kaynağı daha bir dehası var. Nasıl düzenli bir hayat devam ediyor. Bunca sistemin kendiliğinden kurgulandığını söylemek, Allah'ın adını tesadüf yada düzensizlik kelimeleri ile değiştirmektir.

    İnanmamak için geçerli hiçbir sebep yok. İnsan tabii ki bu inanıp inanma konusunda tercih yapmak için irade sahibidir. Aksi halde herkes aynı şekilde düşündüğüde hiçbir şeyin anlamı kalmaz. İyi kötü olmadan bilinmez. Hak batıl olmadan anlaşılamaz. Her şey zıddı ile kaimdir. O yüzden Dua edelim Allah'ım bizi yoktan var ettiğin gibi, bizi doğru yolununa ilet, ve bize sabır ver amin

  • 14 yıl önce

    Melik Bey! Yazıma eleştiri yazmışsınız.Teşekkür ederim.Ancak bazı şeyleri hiç iyi bilmiyorsunuz.Dar ilâhiyatçı mantığıyla düşünüyorsunuz.Çağdaş evren kuramlarından haberiniz yok.Sıfırın doğasına ilişkin bilgileriniz yanlış.Üstelik beni de yanlış anlamışsınız. Türkçeyi de çok kötü kullanıyorsunuz.Sadece eleştirilerinizde değil, kendi yazılarınızda da. Gelelim temel yanlışınıza: Tanrı'yı akılla kavramaya çalışıyorsunuz.Tanrı hayal gücüyle kavranır. İslâm inancına göre tanrının gözü, kulağı eli,ayağı yok.Ama birçok ilâhiyatçının topluma sunduğu tanrı insana özgü özellikler taşıyor.Oysa İslâm inancına göre tanrı soyuttur. O zamanın ve mekânın dışındadır.Zamanın ve mekânın dışında olmak boşluğun içinde olmaktır. Aynı zamanda o maddenin her bir zerresinde vardır.Birbirine zıt bu iki özellik İslâmın Tanrısı olan Allah'ta vardır. Benim anlatmak istediğim bu. Daha doğrusu bugünkü bilimin gerçeği bu. Ama İslâmın kutsal kitabının emrettiği en önemli konuya yeterince ilgi göstermiyorsunuz.İslâm inancına göre en büyük ibadet kainatı ve insanı anlamaktır.Bunları anladığımızda Tanrı'ya ulaşıyoruz. İbadetin en güzelini insanlığa hizmet ederek yapıyoruz.Bu tür ibadet de önemlidir

  • Formel ve doğa bilimlerinin sosyolojiyle kurduğu müthiş denge.. Siz de bunu akıcı bir dille anlatmayı başarmışsınız. "sıfır" ın varlığının diğer sayıların hayatını nasıl etkileyebildiğini ilk okuldayken çok düşünmüştüm. Sizi okurken aklıma uzun zamandır ilk kez bunlar geldi.. Düşünülmeye değer konular seçmişsiniz -özellikle son cümleniz- Tebrikler..