Hoşça Kanadım
-Hoşça kalalım.
+Hoşça kanadım.
*
Basit bir nedenden ötürü büyüyen bir kavga düşünün... Çok küçük bir neden. Adile Naşit ve Münir Özkul'un turşu suyu kavgası gibi. Limondan mı olur, sirkeden mi... Ama o kadar sevimli değil. Asla değil.
"Asla terk etmem, şerefim üzerine söz veriyorum ki seni bırakmam" diyen bir adam tarafından terk edilmek ne zordur bilir misiniz? Umarım hiç bilmezsiniz... Tam ayrıldığı sırada, tam yıkıldığım anda evlenme teklifi etse peki? Umarım bunu da tatmazsınız. Hadi diyelim kabul ettiniz, peki ya hiç dönmezse? Umarım rüyalarınıza bile girmez...
Saçma hayaller, saçma düşünceler, saçma gülümsemeler, saçma planlar... Bir dizide geçiyordu değil mi? "İnsanlar hayal kurduklarında Tanrı yukarıdan gülümser." diye. Peki sana soruyorum Tanrım; Biraz merhamet edip, engelleyemez miydin? Vuramaz mıydın şöyle kafama kafama, 'Aptal olma, bunlar hayalden öteye geçemez." diyemez miydin? Diyemezdin, demedin.
Şu yönünü bilmeyen, aptal aptal bir oraya bir buraya giden sinekler dolaşıyor kafamda. Ne yapılır bir ayrılıkta? Kime gidilir? Nereye gidilir? Uzaklara dalarsa gözlerin, o lanet olası hafızana dolarsa anıların; kaç sigara yakılır? Bilemiyoruz. Peki o çok sevdiğiniz, notalarına yüreğinizi asmak istediğiniz şarkı gelirse kulaklarınıza...
Ne diyorduk? Hı, evet, gitti. Ardında bir sürü açık kapılar bırakarak gitti hem de. Dönecek mi? Şimdi o sevdiğiyle gülüyor mu? Ya da uyuyor mu? Şarkılar söylüyor mu ona? Aklına geliyor muyum arada da olsa?
İşte bizler böyle ince düşünen, çok seven, unutulmaz kılan, değer bilen insanlarız... Seçtiğimiz insanlar bizim tersimizse bunu engellemek çok güç. Yeni birilerini hayatımıza almaya korkarız biz. Sevgimiz büyüktür çünkü, ağırdır. Taşımak her yiğidin harcı mıdır?
Bizler bir sigara dumanına göz kırpan insanlarız. Bizi sevin demiyorum. Sadece, değer bilin. Eğer taşıyamayacaksanız, sevda yükünün altına girmeyin.