Hücrelerim

İki dağ arasından doğan güzel bir şeydi büyük,gizemli,bazen gelmesini çok istediğimiz ,bazense hiç istemediğimiz O sarı şey....
İhtiras dolu cümlelerimin arasında kaybolurken her sabah onu beklerdim,güzel bir günün ardından göndermesini de bilirdim. Akşamları üç şekerli beş çayımı yudumlarken tadımı kaçıran tek şey masmavi o gökyüzü kızıl bir renge dönerdi ,ardından hüzün denilen o acımsı bir tat veren o şey girerdi
içeri o şey işte 'hüzün' ...Koyardım ellerim titreyerek o leke kalmış çay tabağıma bardağımı, gidişinin ardından yas tutardım, yavaşça uzaklaşırken çok sevdiğim o pencerenin yanından veda ederdim usulca o muhteşem sarı şeye, bir daha geleceğini umut ederek dua ederdim o bizi ve bu kehaneti yaradan yüce Rabbe... yatardım sonra usulca, dikerdim gözlerimi ranzaya binlerce düşünce kaplardı beynimi,beyin hücrelerim işte o zaman ağır bir mesai yaparlardı ben her yeni gün beklerken o sarı şeyi, belkide onlar da benim gibi hemen gelmesini isterlerdi kim bilir? beynimden kalbe doğru akarlardı usulca işte o an engel olamazdım gerçeklere, hücrelerim ne yapsın onlarında benim gibi en çok huzur bulduğumuz yerdi kalbim, çünkü orada acı denen gerçekler yoktu,orada olmasını istediğimiz şeyler,hayalini kurduğumuz o muazzam yerler vardı ,ikimizinde elinde değildi oraya gitmemek, orada parka giderdik,oyunlar oynardık ta ki hücrelerimin annesi gelene kadar beyinden,işte o an acı bir his kaplardı içimi o gelirdi aklıma ve burun ister istemez sızlardı,sinirlenirdim kalkıp bir sigara yakardım, her çekişim de dumanı içime, hücrelerim ölürdü... Onların arkasından yas tutan anneleri '' ne olacak bu adamın Hali '' deyip giden yavrularına değil bana üzülür,kafalarına bir kurşun sıkıp gözlerimden yaş olarak akarlardı. Belki de beni en çok seven o sevimli şirin hücrelerim dir, ya da en azından ben öyle düşünüyorum... Sonra kalkardım o paslı ranzam dan tekrar giderdim o çok sevdiğim penceremin yanına,ve sarı şeyin yerini bıraktığı yerde beyaz şey ile sohbete koyulurdum, öyle ki o da kalbim gibiydi ve bana huzur verirdi hayata hep gülerdim, zaten gülüşlerim acımı örtmeye çalışan en ağır işcilerdi zaten en çok onlara üzülüyorum, hep mesai yaparlardı sigortaları da yoktu üstelik, neyse hücrelerim ben sizin hakkınızı ödeyemem ama siz yinede bana Hakkınızı Helal Edin ...

03 Aralık 2012 2-3 dakika 10 denemesi var.
Yorumlar