İçimizde ki Çocuğun Sesi Kalınlaşıyor Gittikçe
Tüm yaşamımızın aslında toplasan 1 hafta kadar kısa bir sürede şekillenmesi ne kadar garip değil mi? 3'er saatlik sınav periyotları,1 dakikada sınav sonuçlarını idrak edişimiz 3 saatte ömrün boyunca içinde olacağın serüvenin seçimini yapışımız..2 günde ömrümüzün geri kalanını yaşamayı istediğimiz partner ile hayatlarımızın birleşmesi...
Aslında tüm bunlar olurken içimizdeki çocuğun sesinin kalınlaştığını farketmiyoruz.Yudumlarken hayatı bulutların gözyaşlarını, tenine değen yabancı rüzgarları, saçlarına sinen güneşi ve hiçbir zaman o serçenin avuçlarını evi bilmeyeceğini öğreniyoruz.Ruhumuz bir şehre,bir kişiye demir atmışken bedenimizin bu kadar çok gezmesi olağan bir durum mu ki?
4yapraklı yoncanın zor bulunması,doğal herşeyin ya şeklini yada rengini değiştirmek isteyişimiz, ya da doğduğumuzda nefes aldığımız için ağlamamız, gürültüde yorulmamız sessizlikten sıkılmamızdı belkide hayatı cazip kılan.Ama bence hayatın simgesi su içerken soluksuz kalışımız güneşe çıplak gözle bakamayışımız hatta ateşe dokunamayışımızdır...