İnandım Sadece

Kendimden bir cümle bulurum umuduyla bakınıp durduğum eski, yıpranmış sarı sayfalı kitaptan da umudumu kesince kafamı kaldırıp dışarı baktım.

Galiba bu gece beni en iyi gökyüzü anlıyor. Yıldızlarını kaybetmiş, kalbinin kandili aydan çoktan vazgeçmiş, karlı ve sıkıntılı bir kırmızıyı çağıran gökyüzü...

Belki bir yudum huzur getirir diye dinlemek için açtığım Joshua Bell, huzurdan çok ince bir sızı getirdi burnuma ve gözlerime sadece boşluğa bakabilmesi için ağlamaklı bir hal...

Neden hep ben olmalıyım gecelerini düşüncelere esir eden?

Neden sadece ben susup, gömmeliyim bu yanlışları kalbime?

En kötüsü anlatamamak. Nasıl ki bir elmayı yersin ve tadını kelimelerle anlatamazsın, işte öyle yaşıyorum bende. Tarif edemiyorum ama tadıyorum kalbimde.

Aşk satırları yazmak isterdim. En güzel hatıralarımızı özenle seçilmiş kelimelerle sunmak isterdim herkese. Hayat bir kez daha yüz çevirdi.

Suçunu bilmeyen esirim ben.

Neden tutuluyorum bu karanlık köşede?

Neden dört cevapsız duvar arasındayım her gece?

Ucuz ve basit aşkı kabul etmemek mi suçum? Yoksa sadece kendini düşünen 'dünya aşıkları/ndan' olmayı kabul etmemek mi?

Ben yanlış yapmadım ki.

İnandım sadece.

İnandım.

İnsan aşkı yatak altında değil gözlerinde aramalı sevdiğinin. İnsan sevdiğinin mutluluğu için
sevdiğinden vazgeçebilecek kadar çok sevmeli.

İnandım sadece.

Aşk sevebileceğini zannetmekten çok daha öte.

Aşk ilk an.

Aşk ilk dokunuş.

Aşk ilk kayboluş.

Aşk ilk gözyaşı...

02 Mart 2012 1-2 dakika 6 denemesi var.
Yorumlar