İnsan

Unutan, zikzaklar çizen, bocalayan, hatalara düşen, uslanmayan, isyanlara düşen, insan; dakika dakika zamanı sayan ya da yılların hızla geçişine şaşıran...Gerçeklere inanmakta zorlanan bazen ve safça inanan hiç olmadık bir anda, hiç olmayacak insanlara...

İnadına gülen ağlanacak yerde ve bir yağmur gibi coşup dakikalarca gözlerden süzülen...Bir sürü farklı duygu durumuna aynı anda ev sahipliği eden ve susan çığlık çığlığa sabırla, büyük engebeler karşısında...

Öfkelenen, bağıran, sinirlendikçe insanlıktan çıkan ve bazen öyle ki; en merhametlisi canlıların, acıyan, şefkat gösteren, engelleri bir bir deviren, kahramanlıklar gösteren...Başardıkça bir şeyleri mutluluğu öğrenen, seven, sevilen, sevdiren, bir öğretmen ya da bir felsefeci gibi ilmin peşinde koşup, her şeyi gözlemleyen...

En önemlisi de düşünebilen olması, iyiyi kötüyü seçen, dua eden, çalışan, ter döken, acıları içinde öğüten, acı(t)mamayı öğrenen, bir değirmenden daha fazlası, hepsi insana dair, hepsi insani...İyilik yaptıkça arınmayı dileyen, kötü düşünmemek için nefsini terbiye eden, kendine şaşırdığı kadar, olumlu-olumsuz değişimlerle etrafındakileri de şaşırtan, ilginç ve sevilesi varlık...

Ne çok arbede yaşar ruhunda, ne çok çatlağı vardır merhemsiz...Ne çok hastadır ve iyileşmeyi ne kadar da çok ister oysa, iyi kalmayı, iyiliği ve iyileri sevmeyi...Ayrıca hep iyi olunamayacağını bilmektedir, kimsenin tamamen kötü olamayacağını da. Böyle ayrımcılıklar, gereksiz yargılamalar yoktur onun defterinde...

Önce yavaş işlediğini sanır zamanın da sonra sayamaz ya hani yılları...En çok da sayısalı bozuk, sözeli kekeme diye ah edip inler, efkar dolu gidip geldikçe bir yangın yeliyle geçmişe, istemli istemsiz...Ah insan, eli kolu bağlı zaman karşısında kimi zaman ve musibetler karşısında dimdik bir kaya gibi, sert, yenilmez...

Bir şeyler başarmak hevesi yok mu ya da birilerini mutlu etmek düşüncesi? Damarlarındaki kan gibi bir yaşama enerjisi verir ona, hayat olur hayalleri henüz gerçekleşmeden. Beklemeyi bu yüzden sever insan, özler şimdiden -gayretleri sayesinde- hayatın kendisine göstereceği sürprizleri. İnsan bu, ümit eder ölesiye...

Kimileri kıskançlık, kimileri imrenmek diye anlatır insanın bir başka duygusunu. Ama herkeste bir şekilde kendisini hissettirir bu damar. Bazılarını cimri eder bu duygu paylaşım yönünden, içine kapatır ve bazılarını verimlileştirir, güzelliklerde yarıştırır...Öyle hilelidir ki bazen de insana dair duygular, alıp götürür onu ilk başladığı çizgiden...

Ve insan aldanır. Aldattığında, kuyular kazdığında, kazandığını sandığında , birilerini kandırırken, kötülükte ısrar ederken...Aslında her yanlış adımında kendisini bir kuyuya hapsettiğini unutur...İnsan, doğumdan ölüme bir akış, tersine akması mümkün olmayan bir nehir...

...

Yalnızlığın büyüttüğü, sevginin yürüttüğü, başarıların arkadaşlık ettiği, üzüntülerinde insan olmanın zorluklarını keşfeden sırlı varlık. İki halde de canlı, heyecanlı yeni şeyler görecek diye...Hatalarına "tecrübe" adını veren, hata işlemekten de, doğruyu yapmaktan da asla bıkmayan canlı...Düştükçe, ayakta durmanın ne kadar güzel olduğunu deneyimleyen, kimi zaman çekimser, utangaç, karamsar ve kimi zaman coşkulu, konuşkan, girişken...

Bütün tavırların sahibi, türlü mizaçların genel adı, 'insan'... Bir düşer, bir kalkar, üşür, yanar...Susadıkça kanmanın, yaşadıkça var olmanın tadına varır...İşte en çok bu yüzden insandır. Bir sürü yarımla tamamlanır, doğruları yaşamak en büyük sevdasıdır...Sevip sevilmek de... 

23 Şubat 2014

31 Ekim 2021 3-4 dakika 243 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (1)
  • 2 yıl önce

    Gel-gitlerimizi böylesine eksiksiz yazmak büyük başarı 👏 yer yer umut oluşu da etkiledi..

    Tebrik ve gıptam ile değerli kalem🍀